Göktürkler Döneminde İpek Yolu Hakkında Bilgi. Göktürk İmparatorluğu Türk toplumu tarafından kurulan dördüncü devlettir. Göktürk İmparatorluğu 552 - 745 yılına kadar varlığını sürdürdü. Çin İmparatorluğu ile uzun süre rekabet ve savaş içinde bulundu. Kardeş kavgaları, iç savaşlar ve Çinliler ile olan uzun İpekyolu ticareti için Çinlilerle savaşmışlardır. Çinliler kendilerini korumak için Çin Seddi’ni inşa etmişlerdir. İç çatışmalar nedeniyle MS 48 yılında Kuzey ve Güney Hun Devleti olarak ikiye ayrılmışlardır. Not: Kuzey Hun Devleti Çin baskısı sonucunda Avrupa’ya göç etmek zorunda kalmıştır. OtrontoSeferi 1480: Katoliklerin merkezi Vatikan’ı ele geçirmek için yapılmıştır. Çaldıran savaşı 1514: Doğu Anadolu’daki Şiilik tehlikesi ortadan kalktı. İpek yolu Osmanlılara geçti. Turnadağ Savaşı 1515: Yavuz Sultan Selim Anadolu Türk birliğini kesin olarak sağladı. Mercıdabık savaşı 1516: Suriye Filistin İpek Batı için İpek Yolu üzerinde taşınan en sıra dışı, alışılmadık maddedir ve bu madde yola da adını vermiştir. Ancak, yol üzerinde başka mallar da taşınıp takas edildiğinden, bu kavram ticaret gerçekliğinden uzaktır. Çin’e doğru yol alan kervanlar altın, değerli taş ve cam da taşımışlardır. Çin, bu proje için 2014'te 10 milyar dolar kaynağı olan Yeni İpek Yolu Fonu'nu oluşturdu. Ayrıca projeye destek sağlaması için de Kasım 2014'te Asya Altyapı Yatırım Bankası'nın cash. Bu yazımızda Osmanlı Yükselme Dönemi ve Osmanlı Yükselme Dönemi Padişahları konularını anlatacağız. İçindekiler1 OSMANLI YÜKSELME DÖNEMİ PADİŞAHLARI 2 FATİH SULTAN MEHMET II. MEHMET DÖNEMİ 1444 -1446 1451 – 1481 İstanbul, Neden Fethedilmek İstendi ? OSMANLI’NIN FETİH BİZANS’IN ALDIĞI İSTANBUL FETHİNİN ANADOLU’DA FETİH BALKANLARDA FETİH DENİZLERDE FETİH FATİH SULTAN MEHMET DÖNEMİ DİĞER ÖNEMLİ GELİŞMELER 3 I. BAYEZİD DÖNEMİ 1481 – 1512 CEM SULTAN OSMANLI – VENEDİK SAVAŞLARI 1499- 15024 I. SELİM YAVUZ DÖNEMİ 1512-1520 MERCİDABIK SAVAŞI VE RİDANİYE SAVAŞI SONUÇLARI5 I. SÜLEYMAN KANUNİ DÖNEMİ 1520 – 1566 MOHAÇ MEYDAN MUHAREBESİ MOHAÇ MEYDAN MUHAREBESİ İBRAHİM PAŞA İSTANBUL ANTLAŞMASI 1533 KAPİTÜLASYONLAR ANTLAŞMASI AHD-İ ATİK 1535 HİNT DENİZ NEDENLERİ6 SADRAZAM SOKULLU MEHMET PAŞA DÖNEMİ 1566 – 1579 İNEBAHTI DENİZ SAVAŞI DON – VOLGA SÜVEYŞ KARADENİZ – MARMARA PROJESİ OSMANLI YÜKSELME DÖNEMİ PADİŞAHLARI FATİH SULTAN MEHMET II. MEHMET DÖNEMİ 1444 -1446 1451 – 1481 Yükselme dönemi padişahları arasında olan Fatih Sultan Mehmet , İstanbul’u fethetmeyi kendisine amaç edinmiştir. Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethetmek istemesinin nedenleri İstanbul, Neden Fethedilmek İstendi ? İstanbul, Bizans’a aitti ve Anadolu ile Rumeli toprakları arasındaki bağlantının sağlanmasını bozuyordu. Kısacası, Osmanlı’nın toprak bütünlüğünü bozmaktaydı. Osmanlı’nın Rumeli’deki ilerlemesine engel oluyordu. Bizans, Osmanlı şehzadelerini koruyor ve taht kavgalarına sebep oluyordu. Bizans, Anadolu beyliklerini kışkırtıyor ve Anadolu siyasi birliğini bozmaya çalışıyordu. Hristiyan dünyasını kışkırtan Bizans, Haçlı Seferlerine sebebiyet veriyordu. Fatih Sultan Mehmet ; İpek Yolu’nun Avrupa’ya açılan kapısına ve Karadeniz Ticaret Yolu ile boğazlara hakim olmak istiyordu. Fatih Sultan Mehmet , Hz. Peygamber’in hadisine nail olma istiyordu. Kara ve deniz ticareti bakımından İstanbul çok önemli bir konumdaydı. İstanbul’un fethi için Osmanlı hazırlıklara başladı, Bizans çeşitli önlemler aldı. Bunlar OSMANLI’NIN FETİH HAZIRLIKLARI Bizans’a dış ülkelerden yardım gelmemesi için Anadolu Hisarı’nın karşısına Rumeli Hisarı yaptırıldı. Şahi ismi verilen toplar döktürüldü. Donanma güçlendirildi. Bizans’a ait olan Vize ve Silivri kaleleri alındı. Surlara tırmanmak için tekerlekli kuleler yapıldı. Gemileri karadan yürütmek için kızaklar yapıldı. Balkanlarda güvenliği sağlamak için Venedikliler ve Macarlar ile barış antlaşmaları yapıldı. BİZANS’IN ALDIĞI ÖNLEMLER Halk silahlandırıldı. Haliç’in ağzı zincirlerle kapatıldı. Grejuva Rum Ateşi adı verilen savaş malzemesi geliştirildi. Avrupa devletlerinden yardım istedi. İstanbul surlarını güçlendirdi. Katolik ve Ortodoks kiliseleri birleştirilmek istendi. NOT Katolik ve Ortodoks kiliselerinin birleştirilmek istenmesi üzerine Grivas Notaras ’İstanbul’da kardinal külahı görmektense, Osmanlı sarığı görmeyi tercih ederim.’’ demiştir. 6 Nisan 1453’te başlayan fetih hareketleri 29 Mayıs 1453 tarihinde Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u almasıyla sona erdi. İstanbul’un fethi dünya ve Türk tarihi açısından önemli sonuçlara sahiptir. İstanbul fethinin sonuçları İSTANBUL FETHİNİN SONUÇLARI Dünyayı Etkileyen Sonuçlar Orta Çağ sona erdi ve Yeni Çağ başladı. Bizans İmparatorluğu sona erdi. Kalelerin ve surların toplarla yıkılabileceği anlaşıldı. Ve bu gelişme derebeylik rejiminin feodalite güç kaybetmesine, mutlak krallıkların güçlenmesine sebep oldu. Fethin gerçekleşmesi ile İstanbul’dan ayrılan bilim adamları İtalya’ya giderek rönesansı başlattı. Ticaret yollarının Osmanlı Devleti’nin eline geçmesi ile Avrupalılar tarafından coğrafi keşifler başladı. Avrupalı Devletler İstanbul’da ilk kez sürekli elçilikler kurmaya başladı. II. Mehmet yayımladığı amanname ile Ortodoksları koruma altına aldı. Böylece Avrupa’da dini birlik oluşmasını engelledi. Türkleri Etkileyen Sonuçlar İstanbul’un fethi ile II. Mehmet , Fatih unvanını almıştır. Osmanlı Devleti’nin toprak bütünlüğü sağlandı. İstanbul’un fethi ile Osmanlı Yükselme Dönemi başladı. Osmanlı Devleti’nin başkenti İstanbul oldu. Bu başarı ile Osmanlı’nın İslam dünyasındaki prestiji arttı. Karadeniz ve Akdeniz arasındaki ticaret yolu ile İpek Yolu Osmanlı Devleti’nin kontrolüne geçti. Yükselme Dönemi Padişahları arasında olan Fatih Sultan Mehmet’in diğer fetih hareketleri ANADOLU’DA FETİH HAREKETLERİ 1459 yılında Cenevizlilerden Amasra alındı. 1461 yılında İsfendiyaroğulları Beyliği’ne son verildi ve Sinop ele geçirildi. 1461 yılında Trabzon Rum İmparatorluğu’na son verilmiştir. Böylece Karadeniz’de Osmanlı hakimiyeti güçlendi. 1466 yılında Karamanoğulları Beyliği’nden Konya ve Karaman alınmıştır. 1473 yılında Akkoyunlular ile Otlukbeli Savaşı yapılmış ve Doğu Anadolu kontrol altına alınmıştır. BALKANLARDA FETİH HAREKETLERİ 1459 yılında Belgrad hariç bütün Sırbistan alınmıştır. 1460 yılında Mora, 1462’de Eflak, 1463’te Bosna-Hersek, 1476’da Boğdan,1479’da Arnavutluk fethedilmiştir. Mora yarımadası ile Trabzon fethi sonucunda Bizans’ın tekrar dirilme umutları sona erdirildi. DENİZLERDE FETİH HAREKETLERİ 1463 – 1479 yılları arasında Venedikliler ile savaşlar yapılmıştır. Yapılan bu savaşlar sonunda Venedikliler yıllık vergi vermek şartıyla bazı ticari ayrıcalıklara sahip olmuşlardır. 1475 yılında Gedik Ahmet Paşa emrindeki deniz kuvvetleri tarafından Kırım fethedildi. Kırım’ın Osmanlı Devleti’ne bağlanmasıyla Karadeniz Türk Gölü haline geldi. Kırım’ın alınması ile İpek Yolu da Osmanlı’nın kontrolüne girdi. 1479 yılında Napoli Krallığı’ndan Zenta, Kefalonya ve Ayamavra adaları alındı. NOT 1 Eflak yöneticisine Voyvoda denir. Eflak Voyvodası olan Vlad Tepeş, Kazıklı Voyvoda Drakula olarak bilinir. NOT 2 Fatih Sultan Mehmet , deniz seferleri sebebi ile Sultanü’l Bahreyn ve Hakanü’l Berreyn unvanı almıştır. NOT 3 1480 yılında İtalya seferine çıkılmıştır. Bu seferde Otranto alınmış fakat Fatih’in ölüm haberi ile Gedik Ahmet Paşa önderliğindeki donanma geri dönmüş ve Napoli Krallığı Otranto’yu geri almıştır. FATİH SULTAN MEHMET DÖNEMİ DİĞER ÖNEMLİ GELİŞMELER Osmanlı Devleti’ne en uzun süre yönetim merkezliği yapmış olan Topkapı Sarayı bu dönemde yapılmıştır. Topkapı Sarayı’nın avlusuna ise Osmanlı’nın ilk köşkü olan Çinili Köşk yapıldı. Ayasofya Kilisesi Cami’ye çevrildi. İlk altın para basıldı. Osmanlı Devleti’nde altın paralara Yaldızlı, Sultani, Nakd-i Altın, Sikke-i Hasene gibi isimler verilmiştir. Divan-ı Hümayun’un daha objektif olması için Divan başkanlığını veziriazamlar yapmaya başlamıştır. Sancak, kardeş katli, cülus uygulamalarının yasalaştığı Kanunname-i Ali Osman yayınlandı. Bu kanunname ile müsadere sistemi ilk kez uygulandı. Müsadere sistemi, devletin haksız kazanç sağlayarak zenginleşmiş memurlarının mallarına el koyabilmesi usulüdür. Müsadere ilk kez Çandarlı ailesinin malları üzerinde uygulanmıştır. Çandarlı Halil Paşa idam ettirildi. Osmanlı’da öldürülen ilk veziriazamdır. İstanbul’un ilk Türk yüksekokulu olan Sahnı Seman Medresesi Ali Kuşçu, İstanbul’a getirildi. Fatih Sultan Mehmet, İtalyan ressam Gentille Bellini’ye portresini yaptırdı. Portresini yaptıran ilk Osmanlı padişahı olmuştur. NOT II. Mehmet, Avni mahlasını kullanmıştır. Ayrıca Fatih, Çağ Açan Hükümdar, Kayser, Ebu’l Feth, Hünkar unvanlarına sahiptir. I. BAYEZİD DÖNEMİ 1481 – 1512 Bayezid, Osmanlı yükselme dönemi ikinci padişahıdır. Fatih Sultan Mehmet’in ölümü ile birlikte oğulları olan Şehzade Cem ve Bayezid taht için savaşmaya başlamış ve Bayezid tahta geçmiştir. Bunu kabullenmeyen Şehzade Cem olay çıkarmıştır. CEM SULTAN OLAYI Şehzade Cem, tahta kardeşinin çıkmasını kabullenememiş ve Anadolu’dan kuvvet toplayıp Bursa üzerine yürümüştür. Bursa’yı ele geçirip adına hutbe okutmuştur. Beyazid’e ikili sistemi teklif etmiştir. Böylece kendisi Anadolu’da, kardeşi Bayezid ise Rumeli’de Sultan olacaktı. Fakat Bayezid bu durumu kabul etmemiştir. Ardından Yenişehir’de savaş yapılmış ve Cem Sultan yenilip Memlüklere sığınmıştır. Cem Sultan daha sonra gelen davet üzerine Rodos Şövalyelerine sığınmıştır. Şövalyeler tarafından önce Fransa’ya sonra Vatikan’a götürülmüş ve Papa’ya teslim edilmiştir. Fransa kralı ise haçlı birliği kurmada kendisinden faydalanmak için Cem Sultan’ı teslim almıştır. Böylece Osmanlı’nın iç sorunu olan Cem Sultan, dış olay haline gelmiştir. Cem Sultan uzun bir süre boyunca Osmanlı’ya karşı kullanılmış ve 1495 yılında vefat etmiştir. Bayezid Dönemi’nde Osmanlı – Memlük ilişkileri Malatya meselesinden dolayı ilk kez bozulmuş ve 1485 yılında Osmanlı Memlük Savaşları Ağa Çayırı Savaşı başlamıştır. Altı yıl süren bu savaşta iki devlette birbirine üstünlük sağlayamamış ve barış yapılmıştır. 1499 yılında ise Osmanlı Venedik Savaşları başlamıştır. OSMANLI – VENEDİK SAVAŞLARI 1499- 1502 Osmanlı; İnebahtı, Modon ve Koron kalelerini ele geçirmiştir. Böylece, Venedik’in Mora yarımadasındaki egemenliği sona ermiştir. Ege ve Akdeniz egemenliğinin yolu açılmıştır. İnebahtı alınmış ve Osmanlı donanması Adriyatik Denizi’nde önemli bir üs elde etmiştir. 1502 yılında ise Venedik ile İstanbul Barışı yapılmıştır. Bu barış sonucunda alınan kaleler Türklerde kalmıştır. Bu dönemde Akkoyunlu Devleti yıkılmış, yerine Safevi Devleti kurulmuştur. Devletin kurucusu olan Şah İsmail siyasi olarak güçlenmiş ve Anadolu’da dini nitelikli isyan olan Şah Kulu İsyanı’nı desteklemiştir. Ayaklanma, 1511 yılında yapılan Gökçay Meydan Muharebesi ile bastırılmıştır. İspanya’da Müslüman ve Sefarad Yahudilerin, Hristiyanlar tarafından zulme uğraması üzerine II. Bayezid, Kemal Reis’i İspanya’ya göndermiştir. İspanyol zulmünden kurtulan Müslümanlar Kuzey Afrika’ya, Sefarad Yahudileri ise İstanbul ve Selanik’e yerleştirilmiştir. Küçük Kıyamet denilen İstanbul depremi II. Bayezid Dönemi’nde meydana gelmiştir. Devlet olağanüstü zamanlarda toplamak amacıyla vergi çıkarmıştır. Adı avarız imdad-ı seferiye olan vergi bu dönemde ilk kez toplanmıştır. Dünyada ilk ürün standartlarını belirten kanun Bursa’da çıkarılan Kanunname-i İhtisab-ı Bursa’dır. Dünyada ilk kez yivli-setli top kullanıldı. Edirne’de müzikli tedavi yapan darüşşifa açıldı. Bu dönemde pek savaş olmadığından ve batıya seferler düzenlenmediğinden dolayı ’yükselmenin içinde bir duraklama dönemi’’ olarak tarihe geçmiştir. Yavuz Sultan Selim Osmanlı tarihinde ’babasını tahttan indirerek yerine geçen tek padişah’’ olacak ve Bayezid’i tahttan indirecektir. I. SELİM YAVUZ DÖNEMİ 1512-1520 Osmanlı Yükselme Dönemi II. Selim Osmanlı yükselme dönemi 3. padişahıdır. Babasını tahttan indirerek yerine geçen tek padişahtır. Tarihçiler tarafından ’8 seneye 80 senelik iş sığdırmış padişah’’ olarak nitelendirilir. Bu dönemde Bozoklu Celal isyanı çıkmıştır. Bu isyandan sonra Anadolu’da çıkan bütün isyanlara Celali İsyanı denmiştir. 1514 yılında Safeviler ile ilişkiler gerilmiş ve Çaldıran Savaşı yapılmıştır. Van civarlarında yapılan bu savaşta Şah İsmail bozguna uğratılmış; Erzincan ve Bayburt Osmanlı egemenliğine geçmiştir. 1515 yılında Memlüklere bağlı bir şekilde yaşayan Dulkadiroğulları ile Maraş civarlarında Turnadağ Savaşı yapılmıştır. Dulkadiroğullarına son verilmiş ve Maraş, Diyarbakır, Mardin, Bitlis alınmıştır. Böylece Anadolu Türk siyasi birliği kesin olarak sağlanmıştır. 1516 yılında Halep’in kuzeyinde Memlükler ile Mercidabık Savaşı yapılmış ve Osmanlı galip olmuştur. 1517 yılında Memlükler ile tekrar savaşılmış ve yapılan Ridaniye Savaşı’nın galibi yine Osmanlı olmuştur. Ridaniye Savaşı sırasında yaşanan eş gelişme Avrupa Reformudur. MERCİDABIK SAVAŞI VE RİDANİYE SAVAŞI SONUÇLARI Memlükler yıkılmıştır. Halifelik Osmanlı Devleti’ne geçmiştir. Osmanlı Devleti’nin ilk halifesi Yavuz Sultan Selim olmuştur. Kutsal Emanetler İstanbul’a getirilmiştir. II. Selim’e ’Mekke ile Medine’nin Hizmetkarı’’ anlamına gelen Hadimü’l Haremeyn-i Şerifeyn unvanı verilmiştir. Suriye, Filistin, Mısır, Hicaz Osmanlı topraklarına katılmıştır. Baharat Yolu, Osmanlı denetimine girmiştir. Venedikliler Kıbrıs için ödedikleri vergiyi Osmanlı Devleti’ne ödemeye başladı. Hazine tamamen dolmuştur. NOT Memlükler ile yapılan savaşlar sonucunda kazanılan altınlar sarayda 17 odaya yerleştirilmiştir. Bunun üzerine Yavuz Sultan Selim şu vasiyeti vermiştir. ’Benim altınla doldurduğum hazineyi, torunlarımdan her kim doldurabilirse kendi mührü ile mühürlesin, aksi halde Hazine-i Hümayun benim mührümle mühürlensin.” Piri Reis, Dünya haritasını çizmiş ve Yavuz Sultan Selim’e sunmuştur I. SÜLEYMAN KANUNİ DÖNEMİ 1520 – 1566 Osmanlı yükselme dönemi 4. padişahıdır. Tahta geçtiği ilk yıllarda isyanlar ile uğraşmıştır. Bu isyanlar CANBERDİ GAZALİ İSYANI 1521 Mısır’da Memlük Devleti’ni diriltmek amacıyla çıkarılan bir isyandır. AHMET PAŞA İSYANI 1523 Ahmet Paşa, kendisi yerine Pargalı İbrahim Paşa’nın sadrazam olmasını sindirememiş ve Mısır’a vali olarak atanmak istemiştir. Mısır’a atanmış ve burada isyan çıkarmıştır. Daha sonra isyan bastırılmış, Ahmet Paşa idam edilmiştir. KALENDER ÇELEBİ İSYANI 1526 Bu dönemde çıkan en geniş çaplı isyandır. Kalender Çelebi, Karaman’dan Maraş’a kadar taraftar toplamış ve isyan etmiştir. İsyan 1527 yılında İbrahim Paşa tarafından bastırılmıştır. BABA ZÜNNUN İSYANI 1526 Arazi konusunda kendisine haksızlık yapıldığını düşünen Baba Zünnun isyan etmiştir. İsyancı Baba Zünnun, Adana Valisi Piri Bey tarafından öldürülmüş ve isyan bastırılmıştır. DİĞER İSYANLAR 1527 yılında çıkan Domuzoğlu, Yekçe Bey ve Veli Halife isyanları ile 1529 yılında çıkan Üzeyrli Seyid isyanı Kanuni Dönemi’nin diğer isyanlarıdır. 1521 yılında Belgrat fethi gerçekleşmiştir. Belgrad Kalesi ise Avrupa seferlerinde üs olarak kullanılmıştır. 1522 yılında Rodos Rodos’un alınması ile Suriye ve Mısır deniz yolunun güvenliği sağlandı. 1526’da dünyanın en kısa süren iki saat ova savaşı Mohaç Meydan Muharebesi ile Macarlar mağlup edilmiştir. MOHAÇ MEYDAN MUHAREBESİ NEDENLERİ Dönemin Fransa Kralı Fransuva, Almanya Kralı Şarlken’e esir düşmüş ve Kanuni’den yardım istemiştir. Bunun üzerine Kanuni, Macaristan’a sefer düzenlemiştir. MOHAÇ MEYDAN MUHAREBESİ SONUÇLARI Macaristan alınmış ve Fransa Kralı Fransuva esaretten kurtarılmıştır. Osmanlı’nın Orta Avrupa’daki egemenliği güçlenmiştir. Macaristan’ın alınması ile Osmanlı Devleti, Avusturya ile komşu olmuştur. 1529 yılında ilk kez Viyana kuşatıldı. Fakat surların geçilememesi ve kış mevsimi nedeniyle Viyana Kuşatması başarısız olmuştur. 1532 yılına gelindiğinde ise Almanya Seferi gerçekleştirilmiştir. Avusturya İmparatoru Ferdinand, Almanya Kralı Şarlken’e güvenerek Macaristan’ı kuşatmış ve bunun üzerine Kanuni Sultan Süleyman, Şarlken’i savaşa çağırarak Almanya seferine çıkmıştır. Fakat Şarlken, Kanuni’nin karşısına çıkamamıştır. Sonucunda ise Avusturya’nın isteği üzerine İbrahim Paşa İstanbul Antlaşması imzalanmıştır. İBRAHİM PAŞA İSTANBUL ANTLAŞMASI 1533 İbrahim Paşa Antlaşması, Avusturya ve Osmanlı arasında imzalanan ilk antlaşmadır. Avusturya arşidükü, protokol bakımından Osmanlı sadrazamına eş sayılacak. Böylece Avusturya, Osmanlı İmparatorluğu’nun üstünlüğünü kabul etmiş oldu. Bu durum Zitvatoruk Antlaşması’na kadar devam edecektir. Ferdinand, sahip olduğu Macar toprakları için her yıl altın verecek. Macaristan ve Avusturya arasında yapılacak olan antlaşmalar Osmanlı’nın onayından geçecek. Avusturya, Macar topraklarına saldırmayacak. Antlaşma, Avusturya uyduğu sürece devam edecek. 1534 yılında Irak fethedildi. 1535 yılında Fransızlar ile ilk kez Kapitülasyon Antlaşması imzalandı. Antlaşma iki hükümdardan birinin ölümü ile sonlanacaktı. Bu antlaşmaya göre KAPİTÜLASYONLAR ANTLAŞMASI AHD-İ ATİK 1535 Fransa’ya ait ticaret gemileri Osmanlı sularında serbestçe dolaşıp istedikleri limana girebilecek. Fransa’dan alınan vergi, diğer ülkelerden alınan vergiden daha az olacak. Osmanlı Devleti’nde yaşayan Fransızlar din ve mezheplerinde serbest olacak. Fransız tüccarlar ile Türkler arasında gerçekleşecek davalara Türk mahkemeleri bakacak, mahkemede bir Fransız tercüman bulunacak. Fransız tüccarların kendi aralarında gerçekleşecek olan davalarına Fransız yargıç bakacak. Kanuni Sultan Süleyman, Cezayir Bey’i olan Hızır Reis’e Kaptan-ı Derya olması için teklifte bulundu. Hızır Reis’in teklifi kabul etmesiyle Cezayir, Osmanlı topraklarına katıldı. 1538 yılında Barbaros Hayreddin Paşa komutasındaki Preveze Deniz Savaşı’nda Venedik ve Haçlılardan oluşan donanma mağlup edilmiş ve böylece Akdeniz bir Türk Gölü olmuştur. Alınan bu zafer günümüzde 27 Eylül Donanma Günü olarak kutlanır. 1551 yılında Turgut Reis önderliğinde Trablusgarp fethedilmiştir. Ardından Turgut Reis Beylerbeyliği’ne getirilmiştir. 1555 yılına kadar İran’a 3 sefer düzenlenmiş ve sonucunda İran ile yapılan ilk resmi antlaşma olan Amasya Antlaşması imzalanmıştır. Bu antlaşma İran ile olan sorunu bir süre için çözümlemiştir. 1560 yılında Haçlılar Kuzey Afrika’da Cerbe Deniz Savaşı ile mağlup edildi. Kanuni Dönemi’nde Hindistan’a 4 sefer düzenlemiş fakat başarısız olunmuştur. HİNT DENİZ SEFERLERİ NEDENLERİ Portekizlilerin Müslüman tüccarların ticaretini engellemesi Kanuni’nin Baharat Yolu’nun güvenliğini sağlamak istemesi Hindistan’daki Gücerat hükümdarının Kanuni’den yardım istemesi SONUÇLARI Yemen, Sudan sahil şeridi, Habeşistan’ın bir kısmı ve Umman Osmanlı’ya katıldı. Osmanlı’nın tam anlamıyla istediğini elde edememesine rağmen Arap Yarımadası’nı tamamen denetimi altına aldı. Portekiz’in Hindistan faaliyetleri engellemedi. Akdeniz Limanları önemini yitirdi. Baharat Yolu ve Hint ticareti elden çıktı. Kızıldeniz ve Basra Körfezi Osmanlı denetimine girdi. BAŞARISIZ OLUNMASININ NEDENLERİ Osmanlı gemilerinin okyanusa dayanıklı olmaması Portekiz donanmasının güçlü olması Bölgenin uzak olması Osmanlı denizcilerinin Hint Denizi’ni yeterince tanımamaları Hindistan’daki Müslümanların Osmanlılara yardımda bulunmaması Seferlere gereken önemin verilmemesi SEFERE KATILANLAR I. Hint Seferi Hadım Süleyman II. Hint Seferi Piri Reis III. Hint Seferi Murat Reis IV. Hint Seferi Seydi Ali Reis NOT 1 Piri Reis, Hint Seferlerinin ardından Kanuni’nin emri üzerine idam edilmiştir. NOT 2 Seydi Ali Reis, Hint Seferi sırasında Miratü’l Memalik adlı eserini yazmıştır. Osmanlı Devleti’nin en süre tahtta kalan padişahı Kanuni olmuştur. Pargalı İbrahim’in teşviki ile Üç Güzeller Heykeli İstanbul’a getirilmiştir. Osmanlı padişahları arasında en çok gazel yazandır. Mahlası Muhibbi’dir. İtalyan Ressam Titian’a kendi portresini yaptırmıştır. Osmanlı sarayına ilk kez Fransız Elçi bu dönemde gelmiştir. SADRAZAM SOKULLU MEHMET PAŞA DÖNEMİ 1566 – 1579 Osmanlı Devleti yükselme dönemi sadrazamlarındandır. Kanuni Sultan Süleyman’ın son dönemlerinde, II. Selim ve III. Murat dönemlerinde sadrazamlık yapmıştır. 1571 yılında Venediklilerden Kıbrıs Adası alınmıştır. Kıbrıs’ın ellerinden alınması ve Papa’nın kışkırtmaları üzerine İnebahtı Deniz Savaşı gerçekleşmiştir. İNEBAHTI DENİZ SAVAŞI SONUÇLARI Osmanlı Devleti’nin aldığı ilk büyük deniz yenilgisidir. Osmanlı donanması ilk kez yakılmıştır. Bu savaşta ünlü yazar Cervantes’te savaşmış ve kolu kopmuştur. Sokullu bunun üzerine ’Siz bizim sakalımızı kestiniz ama biz sizin kolunuzu kestik. Kesilen kol geri çıkmaz ama kesilen sakal daha gür çıkar.’’ demiştir. İnebahtı yenilgisinin ardından Osmanlı donanması güçlendirilmiş ve 1574 yılında Tunus fethedilmiştir. 1576 yılında Fas Sultanlığı Osmanlı himayesi altına girmiştir. Bu durumu kabul etmeyen Portekiz ile Vadi-üs Seyl Savaşı yapılmış ve Osmanlı galip gelmiştir. Sokullu Mehmet Paşa, Osmanlı’da kaptan-ı deryalık, Rumeli beylerbeyliği ve vezirlik yapmıştır. Sokullu Mehmet Paşa’nın projeleri DON – VOLGA PROJESİ Rusların Karadeniz’e inmesini engellemek ve Kırım’ı korumak amaçlanmıştır. Bu proje sayesinde İran kontrol altına alınacak ve Orta Asya Türkleri ile bağlantı kurulacaktı. Proje için Mimar Sinan görevlendirilmiş ancak Sinan bu sırada vefat etmiştir. Rus saldırıları, mevsimin kış olması, Kırım hanlarının isteksizliği sonucunda başarıya ulaşılamamıştır. 1953 yılında SSCB zamanında açılmıştır. SÜVEYŞ PROJESİ Bu proje ile coğrafi keşifler sebebi ile kötüleşen Akdeniz ticaretini canlandırmak istenmiştir. Kızıldeniz ile Akdeniz’i bağlamak amaçlanmıştır. Bu sayede Baharat Yolu Akdeniz’e çevrilecek ve ticaret canlanacaktı. 1869 yılında Fransa’nın girişimleri ile açılmıştır. 1888 yılında tüm dünya gemilerine geçiş hakkı tanınmıştır. KARADENİZ – MARMARA PROJESİ Bu proje ile Karadeniz ve Marmara birleştirilmek istendi. İlk kez Kanuni Dönemi’nde projelendirilen çalışmaya III. Murat, IV. Mehmet, III. Mustafa, II. Mahmut, Abdülmecid ve Abdülaziz de katkıda bulunmuştur. Osmanlı Yükselme Dönemİ notları burada bitmiştir. Devamı için buraya tıklayabilirsiniz. “Büyük İpek Yolu” tabiri, daha önce kaydedildiği gibi, ilim âlemine ilk defa 1877 yılında F. Richthofen tarafından sokulmuştur. O zamandan beri onun anısı daima muhafaza edildi. Bilhassa, XX. 80’li yıllarında, kanlı savaşlar ve yangınlardan başka Dünya Gezegeni takvimimizin 2000 yılının ve Gezegen’in sakinleri, sulh münasebetleri, dünya ticareti, insanların, elde edilen başarıların, kültürel ve manevî değerlerin barış içerisinde değiş-tokuşunu da farketmiş olmasının aktüel olarak hatırlandığı bir zamanda Büyük İpek Yolu’na ilgi bilhassa arttı. Orta Asya sanatının meşhur araştırıcısı Pugaçenkova’nın haklı olarak ifade ettiği gibi “Dünya, düşmanlık ve savaşın tahripkâr güçlerine karşı koymak için muhtelif ülkelerin ve milletlerin, siyasî sistemlerin ve ideolojilerin barış içerisinde inkişafı yolunda bütün insanlığı ilgilendiren bir entegrasyonun gerekli olduğuna kanaat getirdi.” Büyük İpek Yolu’na sinema ve televizyon gösterileri, sergiler, kitaplar, ilmî konferanslar tahsis edilmeğe başlandı. UNESCO’nun 1988 yılındaki kararıyla, 9 yıllık bir “Büyük İpek Yolu-Milletlerin Dialog Yolu” adıyla bir program ortaya atıldı; bu program çerçevesinde 1989-1991 yıllarında İpek Yolu’nun deniz ve kara güzergâhı boyunca bilhassa, milletlerarası geziler düzenlendi. 1990 yılında Japonya’da Kamakura’da, şimdiye kadar 7 büyük yıllık cilt çıkarmış olan bir İpek Yolu Araştırmaları Enstitüsü kuruldu. Ticarî firmalar bile “İpek Yolu” ismini kabul etmeğe başladı. Böylece, bir zamanlar Eski Dünya’nın muhtelif ülkelerini ve bölgelerini bağlayan eski yollar sistemi, XX. yy. sonunda III. bin başında, “moda” değilse bile popüler oldu. » “İpek Yolu“ sayfasına dön! Yorum Yap! Yazı Ayrıntıları... Yazdır! Bu Yazıyı Paylaşın! Dünya kendi kendini yönetmez. Özel insanlar geleceğe damga vurur. Tarih böyle akar gider zaten... Sorun şu ki yaşarken dünyayı değiştirenleri pek görmeyiz ve bilmeyiz... Böyle özel insanlardan biri de Sir Halford Mackinder'di... Yaklaşık 100 önce aileye yani ROTHCHILDLER'e "Güçlü olmak isteyen, dünyaya hükmetmek isteyen ORTA ASYA'yı kontrol etmelidir. Ve Sovyetler dağıtılmalıdır" öğüdü verdi. Jeopolitik olarak çok üstün özellikleri olan bir isimdi... MERKEZ BÖLGE denilen yer yani DOĞU SİBİRYA'dan VOLGA HAVZASI'na kadar olan bölgeyi elinde tutan aynı zamanda ORTA ASYA ile birlikte Avrupa ve Afrika'yı da kontrol etmiş olur. Bunu yaptığınız zaman da süper güç olarak yolunuza devam edersiniz... Mackinder, ölmeden önce "Türkiye, Sovyetler ve Çin birlikte büyük güç olabilir. Ancak Sovyetler kabuk değiştirip yenilenmeli, Çin ile Türkiye de gözden uzak tutulmamalı" dedi... Günlerdir anlatıyorum. Bu satırları da Washington yolunda havada yazıyorum. Büyük mücadele İPEK YOLU'NDA OLACAK! Başladı, şimdi şiddetlenecek... Hem de çok! COLIN POWELL... DERİN ABD'nin derin ismidir. KÜRESEL SERMAYEYE en büyük operasyon 11 EYLÜL İKİZ KULELER saldırısı ile oldu. Sonra ABD, Irak ile Afganistan'a girdi. Powell, "ABD olarak AFGANİSTAN ve Orta Asya bizim için çok önemli. Terörü temizlemekle birlikte aslında orada ABD'nin geleceğini inşa ediyoruz" dedi. Üzerinde kimse durmadı. Hatırlayan da pek yoktu... 2017 OCAK ayı itibariyle Afganistan'daki ABD askeri sayısı 150 bin... Bunun sadece terörü temizlemek için tutulduğunu sanıyorsanız yanılıyorsunuz... Amaç İPEK YOLU! ABD, yani PENTAGON, her ne pahasına olursa olsun bu güçle yani silahla askerle İPEK YOLU'nu engelleme peşinde. Şu an için başka bir dertleri yok. Bütün motivasyonları bu yönde... Çünkü ABD de Sir Halford Mackinder'in söylediklerinin çıktığını bilir... Pentagon ABD'nin süper güç olarak yoluna devam edebilmesi için ve kendi bekaları için İPEK YOLU'nu bitirmek istiyor. Bu net. Yakında anlayacağız zaten... İlk yapmak istedikleri İPEK YOLU'nun deniz ayağını imha etmek. ÇİN'in DENİZ İPEK YOLU'nda üç önemli limanı var! Shangai, Shanzen ve Hong Kong! Ve bunlardan sonra SİNGAPUR LİMANI ile Malezya'daki PORT KLANG LİMANI çok önem taşır... Pentagon Çin'in büyük yürüyüşünü çökertmek için öncelikle Malakka Boğaz'ını hedef seçti. Yani Çin, Güney Kore ve Japonya için çok önem taşıyan noktayı. ABD savaş gemileri zaten burada aralıksız dolaşmakta ve etrafa rahatsızlık vermekte! Japonya ile Güney Kore'nin ABD ile yakınlığı düşünülürse Çin'in en zorlanacağı yer burası olacaktır... Hint ile Büyük Okyanus'u birbirine bağlayan Hindistan ve Endonezya'yı Çin'e iten bu boğaz satrancın yeni adresi. Ve tansiyonun artacağı ilk yer! Kriz muhtemelen buradan ateş alacak! ABD güç gösterisiyle ya da terörle buradaki bütün ülkeleri kendine bağlamak isteyecek. Hatta ASYA NATO'sunu kurmak derdinde. Önce korkutup vuracak, sonra masaya davet edecek! Başarabilirse tabii... İPEK YOLU'nda kilit ülke olan Türkiye'yi Çin'le bağlayan da Malakka Boğazı'dır! Yunanistan ile Çin'i de... Çin'in can damarlarından biridir burası. Bu nedenle ABD eski askerleri son bir kaç yıldır KORSAN görüntüsü altında 150'den fazla operasyon yaptı. Çin'in petrol ihtiyacının YÜZDE 35'i buradan gelir. KORSANLAR da bunu engellemek için işbaşında yani! Bir de KARA ayağı var... Pentagon İpek Yolu'nun kara ayağı için Belarus, Gürcistan, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Türkmenistan, Özbekistan, Tayland ile 10 Afrika ülkesi, 5 de Güney Amerika ülkesi için ÜSLERİ vasıtasıyla operasyon hazırlığına çoktan başladı... Pentagon silahtan anlar. İpek Yolu'na destek veren 14 Avrupa ülkesi de hedefte! Avrupa Birliği dağılsa da İPEK YOLU her devlete güç katıyor. Pentagon bunu biliyor. Bu nedenle hamle yapmazlarsa işlerinin çok ama çok zor olduğunun farkındalar. Avrupa'da daha önce yaptılar. Yine yapacaklar. Fransa, Belçika, İtalya ve Almanya yaz aylarında etkisi büyük olsun diye sarsılacak. Muhtemelen bir türlü savaşmadıkları DEAŞ'ı kullanarak! Ama başka bir yol da izlenebilir! Bunu da yaptılar çünkü! 2011 yılında aklından zoru olan biri diye tanıtılan CANİ, NORVEÇ'te ortaya çıktı... Hatırlayın, eşine az rastlanır bir şekilde masum insanları peşinden koşarak tek tek katletti... 77 masum insan can verdi... Breivik, medyanın anlattığı gibi aklından zoru olan çıldırmış biri değildi. Bir NATO askeriydi. O günlerde NORVEÇ üs konusunda ABD'ye zorluk çıkarıyordu. Geri adım da atmıyordu. Derken sahneye KATİL BREİVİK çıktı. Norveç bir günde NATO'nun ve ABD'nin sözünden çıkamaz hale geldi, getirildi... Şimdi herkes onun yani KATİL NATO ASKERİNİN cezasını çektiğini sanıyor. Oysa o orada TATİL yapıyor. Bahçeye çıkıyor, misafirlerini kabul ediyor, kahvesini içiyor, çimleri biçiyor, devletten aldığı ödenekle kitap alıp okuyor. Kimsede olmayan rahata sahipti! Neden? Çünkü NATO'nun etkili askerlerinden biriydi... Ve yakında AKIL SAĞLIĞI BOZUK olduğu gerekçesiyle salıverilecekti... Ama bizler arka planı bilmeyecektik... Gazete ve televizyonlar bunları anlatmayacaktı, yazmayacaktı... NATO askerlerinin en gizli toplantılarını NORVEÇ'te yaptığı da yazılmayacaktı... 15 Temmuz'dan sonra gariptir NORVEÇ darbeye karışan TÜRK ASKERLERİNİN iltica talebini düşünmeden kabul eden ülkelerin başındaydı... İPEK YOLU İÇİN Pentagon binlerce kişinin ölebileceği planları hazırladı. Ben değil yabancılar söylüyor bunları... Soru şu! Bunlara rağmen İPEK YOLU'nu durdurabilir mi? Yani bu savaşı kazanabilir mi? Bence ZOR! Çok zor! Çünkü askeri bir modelden öteye geçmedikleri için ülkeler onlardan kopuyor, başka eksen arıyor... ÇİN böyle bir seçenek. Aslında ABD'nin silaha olan bağlılığından doğan bir yol... Dostlarına arkadan saldırmasının bir sonucu! Bu yol duracak gibi değil... Bakıp izliyoruz... Büyük mücadele sürüyor! Sürecek de... NOT Acaba Reina saldırganı cani kim? Düşünün bakalım... Yasal Uyarı Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın. Yukarıdaki haritayı ve 74. sayfadaki haberi inceleyiniz. Sizce ülkeler tarihi İpek Yolu’nu neden tekrar canlandırmak istiyor olabilir? Düşüncelerinizi arkadaşlarınızla paylaşınız. Bu yoldan yüzyıllar boyunca, ticari mallar ve kültürler taşınmıştır. Doğunun zenginlikleri batıya taşınmıştır. Batının bu günkü gelişiminin temelleri de doğudan ve Çin’den gelmektedir. Günümüzde de dünyada da, Çin nüfusu ve üretimi ile dikkat çekmektedir. Çin ile Türkiye arasında kurulacak bir yol ile bu iki ülke arasında ticaret gelişeceği gibi, arada bulunan az gelişmiş ülkeler de bu ticaretten olumlu faydalanacaklar, küresel bir gelişim sağlanacaktır. Updated 04 Aralık 2015 at 1603 Yol, insanlar arasında çeşitli mekân saha ilişkilerini temin eden, yine insanların ve ihtiyaç maddelerinin bir yerden başka bir yere taşınmasına imkân sağlayan, hayvanlar ile nakil vasıtalarının hareketine müsait arazi şeritleridir. Tarihin en erken yerleşmelerinin yer aldığı Anadolu’da, geçmişi çok eskilere giden ve zaman içinde gelişme gösteren, çok işlek kara ve deniz yollarından oluşan bir yol ağı mevcuttu. Bunlara Hitit yollarını, Asur ticaret koloni yollarını, Pers Kral Yolu’nu, Roma dönemi yol ağları ve mil taşları ile Bizans yol ağlarını söyleyebiliriz. İpek yolu, Çin’in ürettiği ipeği Roma’ya satma isteğinden dolayı oluşan tarihi bir ticaret yoludur. Ticaret yollarını kullanan milletler gittikleri yerlere sadece ürün taşımamışlardır. Şüphesiz bu yollar arasında, tarihi çok eskilere inen İpek Yolu ayrı bir öneme sahiptir. İnalcık’ın da belirttiği üzere bu yolun Orta-Asya’da doğu-batı eksenli üç ana kolu mevcuttu. Bunlar “Güney Yolu”, “Fergana-Sogud Yolu” ve kuzeyde “Saka Stepleri ve Tarım Yolu”dur. İpek Yolu’nun kollarından birinin, güneyden Akdeniz’e, bir diğerinin Hazar Denizi doğusundan Karadeniz’in kuzey sahillerine ulaştığı öne çıksa da, tarihi süreç içerisinde Anadolu’dan geçen gerek kara gerekse deniz bağlantılı yolları da göz ardı etmemek gerekir. Bizans döneminde kullanılan ham ipeğin ağırlıklı olarak menşei Çin’di. Çin’den gelen emtianın takip ettiği güzergâh genel itibarıyla İran’dı. Zaman zaman bölgede yaşanan savaşlar, ticarî trafiği aksatmış ve fiyatların fırlamasına neden olmuştur. Bu dönemde, Venedikliler’in Bizans’tan elde ettikleri ticarî imtiyazlarla, ipekli kumaşlar İtalya’da da geniş bir pazara kavuşmuştur. Uluslararası ticaret yolu, Azerbaycan’da Aras Vadisi’ni izleyerek Ağrı’ya geliyor, oradan Kars ve Erzurum üzerinden Trabzon’a; oradan da deniz yoluyla İstanbul’a ulaşıyordu. Roma döneminde ise Bithynia ve Pontos Krallıklarının çok güçlü olduğu III-II yüzyıllarda Nikomedia İzmit’ten gelen yol Bolu, Gökçesu, Taşköprü Pompeipolis, Gökırmak, Samsun, Amasya üzerinden doğuya doğru Gümüşhane’ye uzanıyordu. Yine Roma’nın Bosphorus’tan başlayıp Anadolu içlerine doğru oluşturdukları ve daha çok Nerva, Traianus ve Hadrianus gibi bölgeye özel bir önem veren imparatorların dönemine ait mil taşları ile ölçülmüş askeri yol şebekesinin bir kolu Satala’dan Fırat’ın sağını takip ederek Malatya’ya ulaşmaktadır. Gümüşhane’nin Kelkit İlçesinde 2005 yılında yapılan yüzey araştırmalarında İlçenin 45 Km. güneydoğusunda bulunan Güzyurdu Köyü’nün güneyinde halk arasında “ Osmanlı Yolu” olarak tanımlanan, Kelkit-Erzincan bağlantısını sağlayan 5 km’lik yol tespit edilmiştir. Sebastia’dan kuzeydoğuya doğru Erzincan’a yönelen yol Spikör Geçidini aşarak Satala’ya ulaşıyordu. Gümüşhane’nin önemli bir kavşak noktasında olduğunu gösteren Texier, kendi tanımlaması ile Eğin’den Trabzon’a giden batı yolunu şöyle tanımlar; “Sözünü ettiğimiz ikinci yol da Kuruçay’dan geçer, bu vadi söz ettiğimiz tuz içeren topraklar ile uyumlu alçı taşı oluşumlarıyla dikkat çeker. Orta nitelikte ürünler veren hükümet tekeline girmiş gümüşlü kurşun madenleri olan küçük bir şehir Gümüşhane’de durur… Gümüşhane’den Trabzon’a doğru yürüyen On Binler Ordusunun kat ettiği yola çıkılır. Roma döneminde Kuzeydoğuda oluşturulan Satala merkezli Roma Sınır güzergâhı yıllarca önemini yitirmemiş XII-XIV, yüzyıllarda özellikle Çin ve İran’dan gelen ticari mallar Erzurum-Bayburt-Gümüşhane üzerinden Trabzon limanına ulaştırılmıştır. Osmanlı Döneminde önemli bir kervan yolu olarak kullanılan bu güzergâhta Roma Yolları, köprüleri ve kaldırım taşlarından oluşan Roma döşemlerinin kalıntıları ile Osmanlı Köprüleri ve hanları rahatlıkla izlenebilmektedir. Günümüzde de Gümüşhane üzerinden Trabzon’a ulaşılan bu yol doğu-batı ticaretinde hala önemini devam ettirmektedir. İpek Yolu güzergâhının önemli bir coğrafi, stratejik çizgi izlediği ve günümüzde de siyasî anlaşmazlıklara konu olan meselelerin bu hat üzerinde olduğu görülmektedir. Bu nedenle pek çok araştırmacı İpek Yolu güzergâhına ve üzerindeki tarihî eserlere dikkat çekmiştir. Yapılacak yeni araştırmalar ve saha çalışmaları ile İpek Yolu’nun Anadolu’nun ve Gümüşhane’nin diğer bölgelerindeki güzergâhları da hanlarıyla, kervansaraylarıyla, derbentleriyle, yol ağlarıyla ortaya konulmalı, ticaretin can damarları geçmişten günümüze aydınlatılmalıdır. Kaynaklar; Çiğdem, Gümüşhane Bölgesinin Tarih ve Arkeolojik Araştırmaları Bedirhan, Yaşar, Ortaçağda İpek Yolu Hâkimiyeti ve Türk Yurtları. Haçlı Seferleri Tarihi, II-III. Ankara TTK Yay. “İpek Yolu”, TDVİA.

ipek yolu için yapılan savaşlar