Bakarasuresi 186. ayet - Açık Kuran. Erhan Aktaş - Kerim Kur'an. Kullarım, sana, Ben'i sorarlarsa bilsinler ki Ben, yakınım. Bana dua edenin, duasına karşılık veririm. O halde onlar da Benim çağrıma uysunlar ve Bana gerçek anlamda iman etsinler ki doğru yola kavuşmuş olsunlar.
Ayetel Kürsi, Kur'an-ı Kerim'de Bakara Suresi'nin 255. ayetidir. Kur'an-ı Kerim'de Bakara Suresi'nin 255. ayeti olan 'Ayet-el Kürsi'nin pek çok fazileti vardır!
10 ayet: Biz ona 'iki yol-iki amaç' gösterdik. 11. ayet: Ancak o, sarp yokuşa göğüs germedi. 12. ayet: Sarp yokuşun ne olduğunu sana öğreten nedir? 13. ayet: Bir boynu çözmek (bir köleye özgürlük vermek)tir; 14. ayet: Ya da açlık gününde doyurmaktır, 15. ayet: Yakın olan bir yetimi, 16. ayet: Veya sürünen bir yoksulu.
1000Kitapta Ara. Bakara Suresi 13. Ayet Meali. Her Şey
63Kur'an Yolu Türkçe Meal Tefsir (Bakara Suresi 228. Ayet ) 14.06.2021; 62 Kur'an Yolu Türkçe Meal Tefsir (Bakara Suresi 224-227. Ayet ) 13.06.2021; 61 Kur'an Yolu Türkçe Meal Tefsir (Bakara Suresi 221-223. Ayet ) 12.06.2021; 60 Kur'an Yolu Türkçe Meal Tefsir (Bakara Suresi 219-220. Ayet ) 11.06.2021
cash. ❬ Önceki Sonraki ❭ Web Taraycınız bu özelliği desteklemiyor. وَإِذَا قِيلَ لَهُمْ ءَامِنُوا۟ كَمَآ ءَامَنَ ٱلنَّاسُ قَالُوٓا۟ أَنُؤْمِنُ كَمَآ ءَامَنَ ٱلسُّفَهَآءُ ۗ أَلَآ إِنَّهُمْ هُمُ ٱلسُّفَهَآءُ وَلَٰكِن لَّا يَعْلَمُونَ Elmalılı Hamdi Yazır Onlara "Insanlarin müslümanlarin inandigi gibi inanin." denilince, "Biz de o beyinsizlerin inandigi gibi mi inanacagiz?" derler. Iyi bilin ki, asil beyinsiz kendileridir fakat bilmezler. Diyanet İşleri Başkanlığı Onlara, “İnsanların inandıkları gibi siz de inanın” denildiğinde ise, “Biz de akılsızlar gibi iman mı edelim?” derler. İyi bilin ki, asıl akılsızlar kendileridir, fakat bilmezler. Ali Fikri Yavuz Onlara, insanların Muhacirlerin= Mekke’den hicret eden sahabilerin ve Ensar’ın = Medine’li Ashab’ın iman ettiği gibi, siz de iman edin, denildiği zaman kendi aralarında “-Biz, akılsız cahillerin iman ettiği gibi iman edermiyiz?” derler. Doğrusu akılsızlar, sefihler onlardır ve lâkin bilmezler. Elmalılı Hamdi Yazır Sadeleştirilmiş Yine bunlara İnsanların inandıkları gibi inanın.» dendiği zaman Biz de o budalaların inandıkları gibi mi inanalım?» derler. Doğrusu budala kendileridir, fakat bilmezler. Elmalılı Hamdi Yazır Sadeleştirilmiş 2 Onlara İnsanların müslümanların inandığı gibi inanın.» denilince, Biz de o beyinsizlerin inandığı gibi mi inanacağız?» derler. İyi bilin ki, asıl beyinsiz kendileridir fakat bilmezler. Fizilal-il Kuran Onlara Halk nasıl iman etti ise siz de öyle iman edin» denildiği zaman Biz hiç beyinsiz ayaktakımı gibi iman eder miyiz?» derler. Asıl beyinsiz ayaktakımı kendileridir, ama bunu bilmiyorlar. Hasan Basri Çantay Onlara insanların müslümanların inandığı gibi inanın» denilince Biz de o beyinsizlerin inandığı gibi mi inanacağız?» derler. Dikkat et ki asıl beyinsizler hiç şüphesiz kendileridir. Fakat bilmezler. İbni Kesir Onlara; insanların inandıkları gibi siz de inanın, denilince; o beyinsizlerin inandığı gibi mi biz de inanacağız? derler. Bilesin ki asıl beyinsizler onlardır da bunu bilmezler. Ömer Nasuhi Bilmen Ve onlara Siz de nâsın imân ettiği gibi imân edin,» denilince derler ki Biz o sefihlerin imân ettiği gibi imân eder miyiz?» Muhakkak biliniz ki sefih olan ancak kendileridir. Fakat bilmezler. Tefhim-ul Kuran Ve yine kendilerine İnsanların iman ettiği gibi siz de iman edin» denildiğinde Düşük akıllılar beyinsizler ın iman ettiği gibi mi iman edelim?» derler. Bilin ki, gerçekten asıl düşük akıllılar kendileridir ama bilmezler. Diyanet Vakfi Onlara İnsanların iman ettiği gibi siz de iman edin, denildiği vakit Biz hiç, sefihlerin akılsız ve ahmak kişilerin iman ettikleri gibi iman eder miyiz!» derler. Biliniz ki, sefihler ancak kendileridir, fakat bunu bilmezler veya bilmezlikten gelirler. Elmalılı Hamdi Yazır Orijinal Yine bunlara nâsın iman ettiği gibi iman edin denildiği zaman ya biz o süfehanın iman ettikleri gibi mi iman ederiz?» derler, ha doğrusu süfeha kendileridir ve lâkin bilmezler
Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır. Elâ innehum humu-lmufsidûne velâkin lâ yeş’urûneBilin ki onlardır fesatçılar ama anlamazlar. İyi bilin ki; gerçekten, asıl fesatçılar sosyal ve siyasal hayatı ve tabiatı bozanlar kendileridir, ama bunun şuurunda edin, gerçekte onlar bozgunculardır ama onlar, asıl onlar Allah'ın emrine karşı gelmeleri, isyanları sebebiyle bozguncudurlar. Fakat yaptıklarının farkında bilinmelidir ki, asıl bozguncular onlardır ama bunun bilincinde ki; gerçekten, asıl fesatçılar bunlardır, ama şuurunda bilin ki, onlar, ortalığı ifsad edenlerdir. Lâkin şuurları yok, farkında olarak bilinsin ki; onlar bozguncuların ta kendileridir. Fakat bunun bilincinde bozguncu olduklarını iyi bilin. Lâkin onlar bunun farkında bil ki, işte bunlar fesatçıdır, lâkin anlamazlar daİyi bilin ki onlar bozguncudur ve yozlaşmaya yol açan kimselerdir; ama bunun kendileri de farkında îkâ iderler ve lâkin bilin ki, asıl bozguncular kendileridir, lakin farkında bilin ki, onlar bozguncuların ta kendileridir. Fakat farkında bilin ki, onlar bozguncuların ta kendileridir, lâkin onlardır asıl bozguncu; farkında bile bilin ki, onlar ortalığı bozanların ta kendileridir, fakat Doğrusu bunlar ortalığı ifsat edenlerdir bunlar lâkin şuurları yok farkında değillerdirİyi bilin ki, onlar bozguncuların ta kendileridir. Fakat bunun bilincinde aç, onlar muhakkak ki fesadcıların ta kendileridir. Fakat şuurlarını edin! Şübhesiz ki onlar, müfsidlerin bozguncuların ta kendileridir, fakat idrâk Yeryüzünü bozguna uğratanlar onlar değil mi? Fakat bunun bilincinde açın, işte onlar karıştırıcıların kendileridir. Ancak, onlar bunu olsun ki fesatta bulunanlar yalnız kendileridir, fakat farkında değillerdirBiliniz ki gerçek bozguncular onlardır ama farkında bilin ki asıl fesat çıkaranlar kendileridir, lakin bilincinde bilin ki, onlar bozguncuların ta kendileridir fakat bunun farkında değiller. Çünkü ilâhî vahyin yol göstericiliğinden yüz çeviren bir toplumda, iyi-kötü, doğru-yanlış, güzel-çirkin, faydalı-zararlı gibi ölçülerin, insânî ve ahlâkî değer yargılarının yozlaşması edin! Onlar, Bozguncular onlardır; ama bilincinde fesatçı kendileri ama, anlamıyorlar bilin ki böyleleri bozguncuların ta kendileridir. Onların kalbinde nifak tohumları vardır. Münafıklıklarıyla, riyakârlıklarıyla her şeyi kirletirler. Yaptıklarının sonucunun ne olacağının, nereye varacağının farkında değillerdir. Düpedüz münafıklık yaparlar. Dikkat edin! Onlar bozguncuların ta kendileridir fakat farkına dikkat edin; gerçekten o münâfıklar, bozguncuların ta kendisidir. Ama onlar, bunun farkına asla onlar fesat saçan kimselerdir, ama bunu kendileri de idrak etmezler. ⁹9 Bu, dinî mülahazaların pratik hayata “müdahale”sine karşı olan ve böylece, -çoğu zaman farkında olmadan, “sadece işleri düzelttiği”ne ıslah inanar... Devamı..İyi bilin ki asıl bozguncular kendileridir, fakat farkında değillerdir. 13/33, 27/4Aman dikkat, kesinlikle onlar fesatçıların ta kendileridirler; ama bunun da farkında olsun ki müfsid olan şahıslar, onların kendileridir. Fakat bunu açın, bunlar bozguncuların ta kendileridir, lâkin şuurları yok, farkında değiller. İyi bilin ki, onlar bozgunculardır; fakat olarak biliniz ki ifsâd idici onlardır. Ve lâkin bunı idrâk idüb edin, düzeni bozanlar onlardır ama farkında bilin ki asıl bozguncular kendileridir, fakat farkında edin, onlar bozguncuların tâ kendisidir; lâkin bunun bilincinde edin, gerçekte onlar, bozgun getirenlerin ta kendileridir de bunun bilincinde anlar fesād eyleyicilerdür velākin bilmezler.[...] münāfıḳlar [...] ki, onlar fəsad törədəndirlər, lakin bunu dərk not they indeed the mischief makers? But they perceive a surety, they are the ones who make mischief, but they realise it not35.35 Much mischief is caused sometimes unwittingly by people who think that they have a mission of peace, when they have not even a true perception of... Devamı..
Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır. Vemen azlemu mimmen mene’a mesâcidaAllâhi en yużkera fîhâ-smuhu vese’â fî ḣarâbihâc ulâ-ike mâ kâne lehum en yedḣulûhâ illâ ḣâ-ifînec lehum fî-ddunyâ ḣizyun velehum fi-l-âḣirati ażâbun azîmunAllah için yapılan mescitlerde Allah'ın adının anılmasını men'eden ve onların yıkılmasına çalışan kimseden daha zalim kim var ki? Bunlar, ancak oralara korka korka girebilirler. Onlara dünyada horluk var, ahirette de pek büyük bir azap.Elinde imkân ve iktidar olduğu halde Allah’ın mescitlerinde O’nun isminin anılmasına ve Kur’ani hüküm ve hakikatlerin konuşulmasına engel olan ve bunların Hakk nizamı kurmaya ve korumaya uğraşan yapıların yıkılmasına çalışandan daha zalim kim olabilir? Oysa Onlara yakışan, mescitlerin içlerine korkarak girmekten başkası değildir. Mescitleri ve İslami prensipleri engelleyen zalimler ve bunları destekleyen hainler var ya! Dünyada bir aşağılanma, ahirette ise büyük bir azap onlar içindir ve bunu hak etmişlerdir.Allah'ın adının, O'nun mescidlerinde anılmasına engel olan ve onları tahrip etmek için çalışan kimseden daha zalim yani yaratılış maksadı dışına çıkan kim olabilir? Aslında bunların oralara ancak Allah korkusuyla girmeleri gerekir. Bunlar için dünyada kepazelik, ahirette de korkunç bir azap mescitlerine, mescitlerde Allah'ın zikredilmesine, Allah'a ibadet edilmesine, Allah'ın dininin, şeriatının anlatılmasına mani olanlardan, mescitlerin harap olmasına çalışanlardan, daha zâlim kim olabilir? Böylelerinin o mescitlere korka korka girmekten başka seçenekleri de yoktur. Dünyada onlar için zillet vardır. Onlar âhirette, ebedî yurtta da büyük bir cezayı hak Kur’ân-ı Kerim, 9/17, 18, mescidlerinde O'nun adının anılmasını engelleyen ve onların yıkılmasına çalışandan daha zalim kim olabilir? Bunların oralara ancak korku içinde girmeleri gerekir. Onlara dünyada bir rezillik vardır. Onlar için ahirette de büyük bir azap İbnu Ebi Hatim`in Abdullah bin Abbas rivayet ettiğine göre, Kureyşiler Resulullah Mescidi Haram`da Ka`be`nin yanında nama... Devamı..Allah'ın mescidlerinde O'nun isminin anılmasını engelleyen ve bunların yıkılmasına çalışandan daha zalim kim olabilir? Onların durumu içlerine korkarak girmekten başkası değildir. Onlar için dünyada bir aşağılanma, ahirette büyük bir azab mescidlerini, içlerinde Allah'ın ismi anılmaktan meneden ve harab olmaları yolunda çalışan kimselerden daha zalim kim vardır? Bunların mescidlere ancak korka korka girmek hakları olabilir. O kâfirlere dünyada zillet ve rüsvaylık vardır. Ahirette en büyük azâp da mescidlerinde Allah’ın anılmasını engelleyen ve o mescidlerin yıkılmasına çalışanlardan daha zalim kim olabilir? Bunlar, ancak korkarak buralara girebileceklerdir. Bunlara dünya hayatında bir alçaklık vardır, ahiret hayatında da onlara büyük bir azap vardır. Bazı Hıristiyan ve Yahudiler, inananları Kudüs’e gitmekten, müşrikler ise inananları Mekke’ye gitmekten alıkoydular. FakatAllah'ın mescitlerinde O'nun adının anılmasına engel olan ve mescitlerin harap olmasına çalışandan daha zâlim kim vardır? Aslında bunların mescitlere korkarak girmeleri gerekir. Bunlar için dünyada rezillik, âhirette de büyük azap adını mesçitlerde anmaktan alıkoyandan, onun çökmesine çalışanlardan daha zalim kim olur? İşte bunlarsa, mesçide korkmadan giremiyenler Bunlar dünyada hordur, ahret günü onlara ulu azap varAllah'ın mescitlerinde onun isminin anılmasını ve İslami hakikatlerin konuşulmasını engelleyen ve İslam nizamının kurulması ve korunması için inşa edilen o yapıların yıkılmasına çalışan kimseden daha zalim kim olabilir? Böyleleri oralara istedikleri gibi değil ancak korkarak/saygı duyarak girmeleri gerekir. Bunlar için dünyada rezillik, ahirette de büyük bir azap müşriklerin durumunu anlatan bir muhteva ile gelmiş olsa da Allah’ın mescitlerinde ya da onun nizamının kurulması ve korunması için inşa edilen ... Devamı..Mescidlerde Allâh’ın ismi zikr idilmemesine ve mescidlerin tahrîbine çalışanlardan daha zâlim kim olabilir? Ânlar mescidlere korkarak girmelidirler. Bu dünyâda nâmussuzluk ve âhiretde azîm azâb ânlar mescidlerinde O'nun isminin anılmasını yasak eden ve oraların yıkılmasına çalışan kimseden daha zalim kim vardır? Onların oralara korkmadan girememeleri gerekir. Dünyada rezillik onlaradır, ahirette büyük azab da mescitlerinde onun adının anılmasını yasak eden ve onların yıkılması için çalışandan kim daha zalimdir. Böyleleri oralara eğer girerlerse ancak korka korka girebilmelidirler. Bunlar için dünyada rezillik, ahirette de büyük bir azap mescidlerinde O'nun adının anılmasına engel olan ve onların harap olmasına çalışandan daha zalim kim vardır! Aslında bunların oralara ancak korkarak girmeleri gerekir. Başka türlü girmeye hakları yoktur. Bunlar için dünyada rezillik, ahirette de büyük azap mescidlerinde, O'nun isminin anılmasına engel olan ve oraların yıkılması için çalışan kimseden daha kötü kim olabilir? Halbuki onların oralara ancak korkarak girmeleri gerekir. Onlar için dünyada rezillik, ahirette de büyük azap mescitlerini, içlerinde Allah'ın isminin anılmasından meneden ve onların harap olmalarına çalışan kimselerden daha zâlim kim olabilir! İşte bunlar, oralara korka korka girmekten başka birşey yapmazlar. Bunlara dünyada perişanlık, ahirette de büyük bir azap mescidlerini içlerinde Allahın ismi anılmakdan meneden ve harab olmaları zımnında çalışan kimselerden daha zalim de kim olabilir? Bunlar oralara korka korka olmakdan başka suretle girmek salâhiyetini haiz değildirler, bunlara Dünyada bir zillet var, bunlara Ahırette azîm bir azap varAllah'ın mescitlerinde, O'nun adının anılmasını engelleyen ve onların harap olmasına çalışan kimseden daha zalim kim olabilir? Buralara, ancak Allah'a karşı gelmekten korkularak girilebilir. Onlar için dünyada aşağılanma, ahirette de büyük bir azap vardır. Allahın mescidlerinde secde edilen ibâdet yerlerinde onun adının anılmasını men'edenlerden, onların harab olmasına koşandan daha zaalim kimdir? Onların hakkı oralara korkak korkak girmekden başkası değildir. Dünyâda rüsvaylık onlarındır. Âhiretde en büyük azâb da yine Allah'ın mescidlerini ki, içlerinde O'nun isminin zikredilmesini men' eden ve oraların harâb olması için çalışandan daha zâlim kim olabilir? İşte onlar ki, kendilerinin oralara, ancak korkan kimseler olarak girmeleri gerekirdi. Onlar için dünyada bir rezillik, yine onlar için âhirette de pek büyük bir azab mescitlerinde Allah’ın isminin anılmasına engel olandan ve oraları harap etmek için çaba sarf edenden daha zalim kim vardır? Böyleleri Allah’ın mescitlerine, samimi olarak Allah’dan korkarlarsa girebilirler. Bunlar için dünya hayatında aşağılanma ve ahiret hayatında da büyük bir azap kimse ki Allah’ın tapınaklarında Allah’ın adının anılmasını yasak eder, o tapınakların yıkılması için uğraşır, artık ondan kıyıcı kim olabilir? Bu gibilere düşen tapınaklara korka korka girmektir. Onlar bu dünyada alçalmak vardır. Yine onlar için öbür dünyada pek büyük bir azap mescitlerinde, Allah/ın isminin anılmasını men/eden ve o mescitlerin viran olmasına [³] uğraşandan daha zâlim kim olabilir? Bunlar için mescide pervasız girebilmek yoktur. Onlar için dünyada rüsvaylık, âhirette büyük bir azap vardır.[3] Yıkmak, yahut ibadet ve ta'attan men'etmek mescitlerinde, Allah’ın adının anılmasına engel olan ve onların harâp olmasına çalışan kimselerden daha zalim kimdir? Aslında onların oralara ancak korkarak girmeleri gerekirdi. Onlar için dünyada bir rezillik [hızy] ve ahirette de büyük bir azap mescitlerinde O'nun isminin anılmasını yasaklayan ve onların yıkılmasına çalışan kimseden daha zalim kim vardır? Oralara ancak korkarak girmeleri gerekir. Dünyada rezillik onlaradır, ahirette de büyük azap mescitlerinde O’nun adının anılmasına ve hükmünün özgürce ifâde edilmesine engel olan ve içki, kumar, fuhuş gibi her türlü ahlaksızlığıyaygınlaştırarak camiye giden yolları tıkayan, buraların toplumsal etkinlikten yoksun, cemaatsiz ve harap olması için çaba harcayanlardan daha zâlim kim olabilir? İşte öylelerine, bu mescitlere ancak korku içerisinde girmek yaraşır. Onlar için bu dünyada aşağılık, âhirette ise çetin bir azap vardır!Gerçekte hiçbir engel, Müslümanı ibâdetten alıkoyamaz, çünküAllah’ın mescidlerinde O’nun adının anılmasını yasaklamış, bu suretle oraların harap olmasına çalışmış kimseden daha zâlim kimdir? Onların buralara ancak korkarak girmeleri olasıdır. Onlar için, Dünya’da utanç vardır; Âhiret’te de çok büyük bir azap tahribe çalışandan ve içinde Allah adının anılmasını yasaklayandan daha zalim kim olabilir? Bu gibiler, camilere bakına çekine girerler. Onlar, dünyada iken horlanacaklar. Ahretteki cezaları ise daha beter olacak...Allah’ın mescitlerinde, Allah’ın adının anılmasını yasak eden, Mescitlerin yıkılması için çalışandan daha zalim kim vardır? Böyleleri mescitlere ancak korkarak girebilir. Zalimler için dünyada rezillik, ahirette azap vardır. Allah’ın mescitlerinde O’nun adının anılmasına engel olan ve onların mescitlerin harap olması için çalışandan daha zalim kim olabilir ki! Onların oralara ancak korkarak girebilmeleri gerekir. Onlar için dünyada rezillik vardır; onlar için ahirette de büyük bir azap mescidlerinde¹ Onun adının anılmasını engelleyen ve bunları yıkmaya çalışanlardan² daha zalim kim olabilir?³ Oysa onların oralara ancak korkarak girmeleri Bu, onlar için dünyada bir zillettir. Âhirette ise onlar için büyük bir azap, Bazı mealciler, buradaki “mescidler” ifâdesini, ibadethane veya meclis diye tercüme ederek mevcut kiliseleri ve havraları da anlamaya çalışmışlarsa ... Devamı..Allah’ın adının O’nun mescidlerinde anılmasına mani olan ve onları tahrip etmek için çalışan kimseden daha zalim kim olabilir? İşte böylelerinin bu yerlere [Allah] korkusu dışında bir sâikle girmeye hakları yoktur? ⁹⁵ Onlar için bu dünyada zillet, ahirette ise korkunç bir azap Bazı özel düzenlemeleri ile ne kadar çok uyuşmazlık içinde olunsa da Allah inancını temel eksen olarak kabul eden her dine tam saygı gösterilmesi z... Devamı..Allah’ın mescitlerinde Onun isminin anılmasını engelleyen ve oraların harap olup yıkılması için çalışandan daha zalim kim vardır? Onların, oralara girmemeleri, girseler bile korka korka girmeleri gerekir. Onlar için dünyada rezillik, ahirette de büyük bir azap vardır. 9/17-18-19, 72/18Allah’ın ibadethanelerinde O’na ibadet edilmesini engelleyen ve onu tahrip etmeye çalışandan daha zalim biri olabilir mi?[²¹⁶] Bu tür kimselerin oraya sadece Allah korkusuyla girmeleri gerekirdi Onların hakkı dünyada zillet, âhirette ise korkunç bir azaptır.[²¹⁷][216] İstisnasız tüm tek tanrılı sistemlerin mabetlerini içine alır. İçerisinde Allah’a ibadet edilen her ibadethane Allah’a izafe edilir. Bu âyetler ... Devamı..Allah Teâlâ'nın mescitlerinde O'nun isminin zikredilmesini men eden ve o mescitlerin harap olmasına çalışan kimseden daha zalim kim vardır? Onlar için o mescitlere korka korka girmelerinden başka selahiyet yoktur. Onlar için dünyada rüsvaylık vardır, onlar için ahirette ise pek büyük bir azap mescitlerinde Allah'ın adının anılmasını engelleyip oraların ıssız ve harap hale gelmesine çalışanlardan daha zalim kim olabilir? Bunlar oralara ancak korka korka girebilirler. Onlar için dünyada zillet, âhirette ise müthiş bir azap vardır. [9, 17-18-28]Onun hak peygamber olduğunun en bariz delili, kendi şahsîyetidir. Mekkeliler, hayatı boyunca, onun ahlâkını biliyorlardı. İnsanlara bile hiç yalan söy... Devamı..Allah'ın mescidlerinde, Allah'ın adının anılmasına engel olan ve onların harabolmasına çalışandan daha zalim kim vardır? Bunların, oralara korka korka girmeleri gerekir başka türlü girmeğe hakları yoktur. Bunlar için dünyada rezillik, ahirette de büyük azab mescidlerinde isminin zikr olunmasını men' ve bunların harâb olmalarına sa'y iden kimseden daha zâlim kim vardır? Halbuki o zâlimlerin o mesâcide men' ve harâbına sa'y şöyle dursun husû' ve Allâh'dan korku ile girmeleri lâzımdı. O zâlimlere dünyâda zillet ve hakâret ve âhiretde büyük 'azâb vardır.[¹] [1] Mekke'nin fethinden evvel müşrikler müslümanların Ka'be'ye girmelerini ve orada zikrullah ve 'ibâdetle meşgûl olmalarını men' itmişlerdi. Bu âyet-... Devamı..Allah’a secde edilen yerlerde, Allah’ın adının anılmasını engelleyen ve orayı harabeye çevirmeye çalışan kişinin yaptığından daha büyük yanlışı, kim yapabilir? Onlar korkuya kapılmadan oralara giremezler. Onların hakkı, bu dünyada aşağılanma, ahirette ise büyük bir mescitlerinde O'nun isminin anılmasını engelleyenlerden ve onları yıkmaya çalışanlardan daha zalim kim vardır? Onların, oralara girmemeleri, girseler bile korka korka girmeleri gerekir. Onlar için dünyada rezillik, ahirette de büyük bir azap mescidlerinde Onun adının anılmasına engel olan ve mescidlerin harap olması için çalışan kimseden daha zalim kim vardır? Böylelerinin, oralara korku içinde girmekten başka bir hakkı olmaz. Onlar için dünyada bir rezillik, âhirette ise büyük bir azap mescitlerini, içlerinde O'nun adı anılıyor diye engelleyen ve onların yıkımı için uğraşan kişiden daha zalim kim olabilir!... Böylelerinin, o mescitlere girmeleri ancak korka korka olacaktır. Böyleleri için dünyada bir rezillik vardır. Âhirette ise bunlara çok büyük bir azap kim žālimıraķdur andan kim, yıġdı Tañrı mezgitlerin kim anıla anuñ içinde adı anuñ; daħı dürüşdi ḥarāb eylemeginde? [9b] şunlar, olmadı anlaruñ kim gireler aña illā ķorķacılarken anlaruñdur dünye içinde rüsvāylıķ; daħı anlaruñdur āħiretde 'aźāb ẓālimraḳdur ol kimesneden kim men eyledi Tañrı Taālānuñ mescid‐lerini kim añıla anlar içinde Tañrınuñ adı. Daḫı say eyledi anları ḫarāb eyle‐mege. Anlara yoḳdur girmek ol mescidlere, illā ḳorḳu‐y‐la. Vardur anlararüsvāylıḳ, āḫiretde daḫı vardur anlara ulu aẕāb məscidlərində Onun Allahın adının çəkilməsinə maneçilik törədənlərdən və onların xarab edilməsinə dağılmasına çalışanlardan daha zalım kim ola bilər? Halbuki onlar oraya məscidlərə ancaq qorxa-qorxa girməli idilər. Onları dünyada rüsvayçılıq, axirətdə isə böyük əzab gözləyir!And who doth greater wrong than he who forbiddeth the approach to the sanctuaries of Allah lest His name should be mentioned therein, and striveth for their ruin? As for such, it was never meant that they should enter them except in fear. Theirs in the world is ignominy and theirs in the Hereafter is an awful who is more unjust than he who forbids117 that in places for the worship of Allah, name should be celebrated?-whose zeal is in fact to ruin them? It was not fitting that such should themselves enter them except in fear. For them there is nothing but disgrace in this world, and in the world to come, an exceeding There were actually Pagans in Makkah who tried to shut out Muslim Arabs from the Ka'bah, the universal place of Arab worship. The Pagans themselve... Devamı..
وَإِذَا قِيلَ لَهُمْ لاَ تُفْسِدُواْ فِي الأَرْضِ قَالُواْ إِنَّمَا نَحْنُ مُصْلِحُونَVe-iżâ kîle lehum lâ tufsidû fi-l-ardi kâlû innemâ nahnu muslihûne1ve izâve o zaman, olunca2kîle lehumonlara ….. denildi3lâ tufsidûfesat çıkartmayın8muslihûneıslâh ediciler, ıslâh edenlerDiyanet işleri Bakara/11 ayet mealiBunlara, “Yeryüzünde fesat çıkarmayın” denildiğinde, “Biz ancak ıslah edicileriz!” Hamdi Yazır Bakara/11 ayet mealiElmalılı Hamdi YazırHem bunlara yer yüzünü fesada vermeyin denildiği zaman biz ancak ıslahcılarız derlerSuat Yıldırım Bakara/11 ayet mealiSuat YıldırımNe zaman onlara "Yeryüzüne fesat saçmayın!" denilse "Biz sadece barışçıyız, ortalığı düzeltmekten başka işimiz yok!" derler.
وَأَقِيمُواْ الصَّلاَةَ وَآتُواْ الزَّكَاةَ وَمَا تُقَدِّمُواْ لأَنفُسِكُم مِّنْ خَيْرٍ تَجِدُوهُ عِندَ اللّهِ إِنَّ اللّهَ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصِيرٌ Ve ekîmus salâte ve âtûz zekâtzekâte, ve mâ tukaddimû li enfusikum min hayrin tecidûhu indallâhindallâhi innallâhe bi mâ ta’melûne basîrbasîrun. ve ekîmu ve gereği üzere yerine getirin, kılın es salâte salat, namaz ve âtû ve verin ez zekâte zekât ve mâ tukaddimû ve takdim ettiğiniz, sunduğunuz şey li enfusi-kum nefsleriniz için, kendiniz için min hayrin hayırdan bir şey, bir hayır tecidû-hu onu bulursunuz inde allâhi Allah'ın katı inne muhakkak allâhe Allah bi mâ şeye ta'melûne yaptıklarınız şeylerden basîrun hakkıyla gören Abdulbaki Gölpınarlı Namaz kılın, zekât verin. Kendiniz için; Önceden ne hayırda bulunursanız onu, Allah katında bulursunuz. Şüphe yok ki Allah, yaptıklarınızı görür. Abdullah Parlıyan Namazınızda dikkatli ve devamlı olun, arındırıcı mali yükümlülüğünüz olan zekatı verin. Çünkü kendiniz için önceden yaptığınız her iyiliği Allah katında mutlaka bulacaksınız. Unutmayın! Allah bütün yaptıklarınızı görür. Adem Uğur Namazı kılın, zekâtı verin, önceden kendiniz için yaptığınız her iyiliği Allah'ın katında bulacaksınız. Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızı noksansız görür. Ahmed Hulusi Siz salâtı ikame edin Allâh'a yönelişinizi zâhiren ve bâtınen hakkıyla yapın ve zekâtı verin Allâh'ın size ihsanından bir kısmını karşılıksız paylaşın ihtiyacı olanlara. . . Ne hayır yaparsanız, Allâh indînde beyninizin derunundaki Esmâ hakikati boyutunda onu bulursunuz. . . Muhakkak ki Allâh varlığınızı oluşturan Esmâ'sıyla Basıyr'dir yaptıklarınıza. Ahmet Tekin Namazları âdâbına riayet ederek aksatmadan kılın. Vicdanınızı, servetinizi, sosyal bünyenizi arındıran, berekete vesile olan zekâtı verin. Önceden kendiniz ve birbiriniz için yaptığınız hayırların, iyiliklerin tamamını Allah katında bulacaksınız. Allah işlediğiniz amelleri biliyor, görüyor. Ahmet Varol Namazı kılın ve zekatı verin. Kendiniz için önceden ne gönderirseniz Allah katında onu bulursunuz. Allah, yaptıklarınızı görmektedir. Ali Bulaç Namazı dosdoğru kılın, zekatı verin; önceden kendiniz için hayır olarak neyi takdim ederseniz, onu Allah katında bulacaksınız. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızı görendir. Ali Fikri Yavuz Namazı, gereği gibi kılın, zekâtı verin ve hayır işlerden nefisleriniz için önden her ne gönderirseniz, Allah katında onun sevabını bulursunuz. Şüphesiz Allah, bütün yaptıklarınızı görücü ve karşılığını vericidir. Ali Ünal Siz, namazı bütün şartlarına riayet ederek, vaktinde ve aksatmadan kılmaya ve zekâtı da tastamam vermeye bakın. Bizzat kendiniz için bugünden yarına ve Âhiret’e her ne hayır gönderirseniz, Allah katında onu eksiksiz bulursunuz. Hayır, şer her ne yapıyorsanız, her ne ile meşgulseniz, Allah mutlaka hepsini en iyi şekilde görmektedir. Bayraktar Bayraklı Namazı kılınız, zekâtı veriniz, yaptığınız her iyiliği Allah katında bulacaksınız. Şüphesiz ki Allah, yapmakta olduklarınızı noksansız görür. Bekir Sadak Namazi kilin, zekati verin, kendiniz icin onden gonderdiginiz her hayri Allah katinda bulacaksiniz. Allah yaptiklarinizi suphesiz gorur. Celal Yıldırım Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin. Kendiniz için önceden ne gibi bir hayr gönderirseniz Allah katında onu bulacaksınız; şüphesiz ki Allah işlediklerinizi çok iyi görüp bilir. Cemal Külünkoğlu Namazınızda dikkatli ve devamlı olun, zekâtı verin mali yükümlülüğünüzü yerine getirin. Çünkü kendiniz için önceden yaptığınız her iyiliği Allah katında mutlaka bulacaksınız. Unutmayın ki Allah bütün yaptıklarınızı görendir. Diyanet İşleri eski Namazı kılın, zekatı verin, kendiniz için önden gönderdiğiniz her hayrı Allah katında bulacaksınız. Allah yaptıklarınızı şüphesiz görür. Diyanet Vakfi Namazı kılın, zekâtı verin, önceden kendiniz için yaptığınız her iyiliği Allah'ın katında bulacaksınız. Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızı noksansız görür. Edip Yüksel Namazı gözetin, zekatı verin. Kendiniz için yapıp gönderdiğiniz her iyiliği elbette ALLAH katında bulacaksınız. ALLAH yaptığınız her şeyi görür. Elmalılı Hamdi Yazır hem namazı doğru kılın ve zekâtı verin, nefsileriniz için her ne hayır da takdim ederseniz Allah yanında onu bulursunuz, her halde Allah bütün yaptıklarınızı görüyor Erhan Aktaş Salâtı ikâme edin ve zekâtı Kendiniz için her ne iyilik yaparsanız onu Allah katında bulacaksınız. Kuşkusuz Allah, bütün yaptıklarınızı görmektedir. 1- İbadete layık yegâne ilah olarak Allah’a inanın; kulluğu, Allah’a yönelmeyi, dua ve ibadeti şirkten arındırılmış bir bilinçle ve arınmış, temizlenmiş, arı duru hale gelmiş bir benlikle yapın; yardımlaşmayı, destek olmayı canlı ve diri tutun. Gültekin Onan Namazı gözetin / dosdoğru kılın, zekatı verin. Önceden kendiniz için hayır olarak neyi takdim ederseniz, onu Tanrı katında bulacaksınız. Kuşkusuz Tanrı yaptıklarınızı görendir. Hakkı Yılmaz Ve siz, salâtı ikame edin [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturun-ayakta tutun] ve zekâtı/vergiyi verin! Kendiniz için önceden her ne iyilik yaparsanız, Allah katında onu bulursunuz. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızı en iyi görendir. Harun Yıldırım Namazı dosdoğru kılın ve zekâtı için hayırdan ne gönderirseniz, Allah katında onu bulursunuz. Şüphesiz Allah yaptıklarınızı hakkıyla görendir. Hasan Basri Çantay Namazı dosdoğru kılın, zekât verin, kendiniz için önden ne hayır yollarsanız Allah katında onu bulacaksınız. Şüphesiz Allah ne yaparsanız kemâliyle görücü ve ona göre mükâfatını verici dir. Hayrat Neşriyat Namazı hakkıyla edâ edin ve zekâtı verin! Hem kendiniz için hayır ve hasenât dan ne takdîm eder hazırlarsanız, Allah katında onu bulursunuz. Şübhesiz ki Allah, ne yaparsanız hakkıyla görendir. İbni Kesir Namazı kılın, zekatı verin, kendiniz için önceden ne yollarsanız, onu Allah katında bulursunuz. Şüphesiz ki Allah, yaptığınızı hakkıyla görendir. İskender Evrenosoğlu Ve, namazı ikâme edin kılın, ve zekâtı verin. Nefsleriniz için hayır olarak ne takdim ettiniz sundunuz ise , onu Allah'ın indinde bulursunuz. Muhakkak ki Allah, amellerinizi en iyi görendir. Kadri Çelik Namazı kılın ve zekâtı verin. Kendiniz için önden gönderdiğiniz her hayrı Allah katında bulacaksınız. Allah yaptıklarınızı şüphesiz görendir. Mehmet Ali Eroğlu Artık namazı dosdoğru kılın, zekatı verin; evvelce ne hayır takdim ederseniz Rab olan Allah'ın katında onu bulursunuz. Şüphesiz Allah yaptıklarınızı görür. Mehmet Okuyan Namazı kılın, zekâtı verin! Kendiniz için önceden ne tür bir iyilik sunarsanız, Allah katında onu bulacaksınız. Şüphesiz ki Allah yapmakta olduklarınızı görendir. Muhammed Celal Şems Namazı hakkıyla ve dosdoğru kılın, zekât verin. Kendiniz için hangi iyiliği öne çıkarırsanız, onu Allah Katında da bulacaksınız. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızı görür. Muhammed Esed Namazınızda dikkatli ve devamlı olun, arındırıcı mali yükümlülüğünüzü yerine getirin, çünkü kendiniz için önceden yaptığınız her iyiliği Allah katında mutlaka bulacaksınız Unutmayın, Allah bütün yaptıklarınızı görür. Mustafa Çevik 109-110 Kitap ehlinden birçoğu da, Peygamber ve Kur’an ile yapılan davetin gerçek olduğunu bilip anlamasına rağmen, içlerindeki kıskançlıklarından dolayı mü’minleri imanlarından vazgeçirmeye çalışırlar. Allah’ın onlarla ilgili emri size gelinceye kadar onlara ilişmeyip, kendi hallerine bırakın. Unutmayın ki her şeyin tek doğrusunu yalnızca Allah bilir ve O her şeye kâdirdir. Ey mü’minler! Müşrik ve kâfirlerin yaptıkları saldırılar ve iftiralar karşısında gevşemeyip yılmadan, taviz vermeden direnin ve Allah’a sığının. Namazınızı bilinçle, devamlı kılın, zekâtı verin. İyi bilin ki bu davranışlarınızın Allah katında mükâfatını bulacaksınız. Allah bütün yaptıklarınızı görüp, bilmektedir. Mustafa İslamoğlu Namazı istikametle kılın, zekatı gönülden gelerek verin. Unutmayın Kendiniz için ne hayır yaparsanız Allah'ın katında onu mutlaka bulursunuz. Çünkü Allah bütün yaptıklarınızı görmektedir. Ömer Nasuhi Bilmen Ve namazı dosdoğru kılın, zekâtı da verin, nefisleriniz için evvelce hayırdan her ne gönderirseniz onu Allah indinde bulursunuz. Şüphe yok ki, Allah Teâlâ işlediğiniz şeyleri tamamiyle görücüdür. Ömer Öngüt Namazı kılınız, zekâtı veriniz. Kendiniz için önceden gönderdiğiniz her hayrı Allah katında bulursunuz. Şüphesiz ki Allah yaptıklarınızı görmektedir. Şaban Piriş -Namazı kılın, zekatı verin, kendiniz için önden ne hayır yollarsanız Allah katında onu bulursunuz. Şüphesiz Allah yaptıklarınızı en iyi görendir! Sadık Türkmen Namazı gereği gibi kılın, Zekatı çalışıp üreterek verin. Kendiniz için her ne iyilik önceden gönderirseniz, Allah katında onu bulursunuz. Şüphesiz Allah bütün yaptıklarınızı görür. Seyyid Kutub Namazı kılın, zekâtı verin, kendi hesabınıza önceden gönderdiğiniz her iyiliği Allah katında bulursunuz. Hiç şüphesiz Allah yaptıklarınızı görür. Suat Yıldırım Namazı hakkıyla eda edin, zekâtı verin. Dünyada hayır olarak ne yapıp gönderirseniz, mutlaka onun mükâfatını âhirette Allah katında bulursunuz. Zira Allah işlediğiniz her şeyi görmektedir. Süleyman Ateş Namazı kılın, zekâtı verin; kendiniz için yapıp gönderdiğiniz her hayrı, Allâh'ın yanında bulursunuz, Allâh yaptıklarınızı görür. Süleymaniye Vakfı Namazı düzgün ve sürekli kılın, zekâtı verin. Kendiniz için önceden yaptığınız her iyiliğin karşılığını Allah’ın katında bulursunuz. Yaptığınız her şeyi gören Allah’tır. Tefhim-ul Kuran Dosdoğru namazı kılın, zekâtı verin; önceden kendiniz için hayır olarak neyi takdim ederseniz, onu Allah katında bulacaksınız. Hiç şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızı görendir. Ümit Şimşek Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin. Kendiniz için şimdi ne hayır işlerseniz, Allah katında onu bulursunuz. Şüphesiz ki Allah sizin yaptıklarınızı görmektedir. Yaşar Nuri Öztürk Namazı kılın, zekatı verin. Öz benlikleriniz için önden gönderdiğiniz her hayrı, Allah katında bulacaksınız. Hiç kuşkusuz, Allah, yapmakta olduklarınızı iyice görmektedir. En üste taşıEn alta taşıBu yazarın mealini okumaya devam et Bir sureye/ayete tıkladığınızda mealler ilk başta yazar ismine göre alfabetik olarak sıralanır. Yazar isminin solundaki kutucuğu yukarı/aşağı taşıyarak sıralamayı istediğiniz gibi değiştirebilirsiniz. Tarayıcınızın çerezlerini silmediğiniz sürece tercihiniz daha sonraki ziyaretlerinizde hatırlanacaktır. Ayrıca bir yazarın ismine sağ tıklayarak bu yazarın mealinin en üstte veya en altta görünmesini de sağlayabilirsiniz.
bakara suresi 11 12 13 ayet meali