Dr Aidin Salih'in Açlık Orucu (Su Orucu-Şifa Orucu) Sağlık, ahlak, akıl, din ve ilmi anlayışın tüketilen besine bağlı olduğu çok eskiden beri bilinmektedir. Verimli topraklarda yaşayanlarda genellikle kabalık, zihinsel ve fikri zayıflık, davranışlarda aşırılık görülür. Çünkü çok besin tüketenlerin vücudunda
sığsaydışu şekilde olacaktı: bağırsak tedavisi ile on bin otizmli çocuğu iyileştirdi sinan canan'ın facebook hesabında paylaştığı bir haber. bu arada en ilginç bulduğum başlık şu: psikiyatrik hastalıkların ana sebebi vejetaryenlik edit: baya bana bile giydirenler olmuş. ben böyle bir haber okudum, nöroloji uzmanı sinan canan paylaştığı için ben de ciddiye
İngiltereSağlık Bakanlığı, fazla şekere karşı bir 'şeker vergisini' gündeme getirdi. Bu demek oluyor ki şeker bundan 10 sene sonra, şu an uyuşturucu maddelerin gözümüzdeki yerine sahip olacak. Hangi şekerin zararlı, hangisinin zararsız olduğu, kafaları en çok kurcalayan soru.
ŞekerHastalığı (Diyabet) Tip 1 Diyabet Nedir? Diyabetli Çocuklar Sorunlarını Anlatıyor. Kan şekeri ölçümü ve insülin enjeksiyonu uygulaması . Çocuklarda Diyabet . Arkadaşım Diyabet Belgeseli . Tip 2 Diyabet Nedir? Glikoz, İnsülin ve Şeker Hastalığı (Biyoloji / Biyomoleküller) Diyabetik Ayak Bakımı . Şeker
AİDİNSALİH HANIMIN GERÇEK TIP KİTABINDAN EGZAMA VE SEDEF HASTALIĞI VE TEDAVİSİ Cilt Hastalıkları Çok sıkıntı veren inatçı deri hastalıkları, egzama, sedef ve
cash. Aidin Salih Türkiye'ye sağlık alanında farklı bir şekilde hizmet getirmiş ve yüzlerce talebe yetiştirmiş nadide bir insandır. Alışa geldiğimiz tıp terimlerinin çok ötesinde hastalığı ve şifayı farklı tanımlarla yeniden konumlandıran bir şahsiyettir. Aidin Salih bazı kesimler tarafından eleştirelere maruz kalsa da geride bıraktığı eserleri ve yüzlerce talebesi ile ekol haline gelmiştir. Yazmış olduğu Gerçek Tıp , kitabı müthiş sırları da içerisinde barındırmaktadır. Günümüz tıp tedavi yöntemleri daha çok Avrupa standartlarında kabul görmüş yaklaşımları kapsar. Aidin Salih'e göre modern tıp problemli yerin kesilip atılması mantığıyla hareket eder der. İslam tıbbı ise kesip atmaktan ziyade, hastalığın en doğal haliyle iyileştirilmesini hedef edinir. Örneğin sizin safra kesenizde taş varsa modern tıp bunun tek çaresinin ameliyat olduğunu söyler. Modern tıp safra kesesini alarak işi kökünden halleder. Halbuki Aidin Salih Gerçek Tıp kitabında verdiği değişik yöntemlerle safra kesesinde taşların düşürülebileceğini yazar. Aidin Salih kitapları Aidin Salih kitapları içerisinde en çok tanınan ve en çok faydalı olarak görülen "Gerçek Tıp" isimli kitabıdır. Bu kitabı doktorlar, hastalar, alternatif tıp uzmanları, hekimler ve daha birçok kesimden insan okumaktadır. Aslında hastalıkların tedavisinde izlenecek yöntemler için bir baş ucu kitabıdır. Kitapçılarda satışa sunulan Gerçek Tıp, herkes tarafından satın alınabilir. Aidin Salih kimdir ? Çoğu insanın merak ettiği Aidin Salih kimdir sorusuna gelecek olursak, Aidin Salih 1943 Ukrayna doğumludur. Çocukluğunda zor dönemlerden geçerken Lugansk'ta Tıp Koleji'ni bitirerek hastanelerde çalışmaya başlamıştır. İlk etapta modern tıp uygulmaları çerçevesinde hizmet vermiştir. Modern tıptaki bazı uygulamalar kafasını karıştırmış ve bazı şüpheler içerisine düşmüştür. Bu şüphelerinden emin olmak için Taşkent Üniversitesi Biyoloji Bölümünü okumuştur. Bu okuldan başarıyla mezun olan Aidin Salih için artık tıp başka anlamlar taşımaya başlamıştır. 1970'li yıllara geldiğinde Sovyetler'de su orucu ile tedavi akımı başlatmıştır. Günümüzde Aidin Salih deyince ilk akla gelen tedavi metodlarından birisi su orucu metodudur. Sahip olduğu ve bugüne kadar öğrendiği Alternatif tedavi yöntemleri kendisini tatmin etmemiş arayışları devam etmiştir. Arayışlarının devam ettiği dönemlerde İbn-i Sina'yı incelemiş ve ardından müslüman olmuştur. Müslüman olduktan sonra ayet ve hadisleri detaylı inceleme şansı elde etmiş ve aradığını bulmuştur. Bundan böyle Aidin Salih için yeni bir dönem başlamıştır. Modern tıp ile hastalıkların tam iyileştirilemediğini anladığında doktorluk mesleğinden istifa etmiştir. Yitik şifanın izinde mahlası ile yazdığı Gerçek Tıp Kitabı modern tıp dışı tedavi uygulamalarını ve önerilerini içermektedir. Eşinin siyasi suçlarından dolayı İstanbul'a sürgün edilmiş kendisi de eşiyle beraber gelmiştir. Kısa bir zaman sonra İstanbul'dan da Avrupa'ya sürgün edilmişlerdir. 10 yıl boyunca değişik ülkelere sürgün edilerek hayatlarını devam ettirmişlerdir. 2005 yılında ülkeye giriş yasakları kalkınca Türkiye'ye dönmüş ve geri kalan ömrünü burada geçirmiştir. Aidin Salih Gerçek Tıp yitik şifanın izinde kitabı ile Türkiye Yazarlar Birliği'nde dersler vermiştir. Yetiştirmiş olduğu öğrencilerle beraber Sade Hayat Derneği'ni kurmuş ve bu alanlarda faaliyetler göstermiştir. Aidin Salih 2014 yılında İstanbul'da vefat etmiştir. Günümüzde halen öğretileri devam etmektedir. Yetiştirmiş olduğu öğrenciler Gerçek Tıp Kitabı çerçevesinde Aidin Salih'in ekolünü devam ettirmektedirler.
Aidin Salih, Ukrayna asıllı Norveç vatandaşı ve 20 yıldır da Türkiye'de yaşıyor. 35 yıldır doğal yöntemlerle hastalıkları tedavi ediyor. Daha önce köy doktorluğu yapan Salih modern tıbbın bir yerde tıkandığını anlayınca biyolojiye merak salmış ve sonra da Müslüman olmuş. Müslüman olduktan sonra bazı şeyleri daha net anladığını söyleyen Salih; "Müslüman olmadan tam anlamıyla hayırlı bir iş yapmak imkânsız... Modern tıbbın ön gördüğü şey, tedavi haram da olsa kullanmamız. Hâlbuki ben Müslüman olduktan sonra haramı ve helali görmeye başladım" diyor. Biyoloji sayesinde araştırmalarını sadece bir doktor olarak değil, aynı zamanda biyolog olarak da yapma fırsatı bulmuş. HELAL LOKMA OLMADAN ŞİFA OLMAZKuran'ı baştan sona okuduğunu ve içinde yazılanları insanların uygulamaları gerektiğini söyleyen Salih, sağlıklı olmanın ve şifa bulmanın birinci kuralının 'helal lokma' yemek olduğunu belirtiyor. "Bir lokmanın, her bir besinin ve eşyanın kendi zikri vardır. Helal lokma olmadığı müddetçe Allah'ı zikretmez." diyen Salih, insanların bunu bilerek yaşamaları gerektiğini ifade ediyor. HASTALIĞI TEŞHİS ETMEK ÇOK KOLAYHastalığı teşhis etmenin çok kolay bir şey olduğunu söyleyen Salih, gelen hastaları muayene etmiyor. Hastalar, tahlilleri ve filmleriyle geliyor ancak Salih tahlil üzerinden teşhis koymuyor. Sadece hacamat yapmak için kan tahlili istiyor o kadar. Kişiye göre tedavi uygulanması için hastalar önce bir anket dolduruyor. Bu ankette, nasıl dünyaya gelindiği, Tüp bebek mi değil mi, normal mi yoksa sezeryan mı, anne sütü alıp alınmadığı ve kaç ay süt alındığı, anne sütü alınmadıysa onun yerine ne verildiği gibi birçok sorudan oluşuyor. Tedavinin türünü bu sorulardan alınan cevaplar belirliyor. Sonra hangi ilaçlar kullanıldığı, nasıl beslenildiği tek tek inceleniyor. TEDAVİ ETMİYORUZ YAŞAM REÇETESİ VERİYORUZSalih kimseyi tedavi etmediğini, yaşam reçetesi verdiğini söylüyor. Bu reçeteyi uygulayanların sonuç alacağını, eksik uygulayanların ise fayda göremeyeceklerini ifade ediyor. Ayrıca reçeteyi uygulayan herkesin basiret sahibi olduğunu ve özellikle iç huzuru sağladığını da anlatıyor. "Allah her şeyi kitabında yazmış biz sadece insanlara hatırlatıyoruz" diyen Salih; "Ben reçeteyi uygulayanları kapıdan içeri girerken anlıyorum. Çünkü yüzlerinde nur oluyor" diyor. ORUÇ VE AÇLIK SAĞLIKLI OLMANIN İLK KURALI"Oruç çok önemli bir ibadet olmasının yanı sıra çok da önemli bir yeme düzenidir" diyor Salih. Günümüzde orucu layıkıyla yerine getirenlerin sayısının çok az olduğunu da üzülerek söylüyor. Oruç kürünü de kişiye göre uyguluyor. Anketten sonra vücutta nerede birikinti olduğuna bakılıyor. Mesela, bir çocuk anne sütü almadıysa böbreklerinin kapasitesi düşük oluyor. Daha da ilginci Salih, bir kişi eğer parfüm kullanıyorsa muhakkak psikolojik, tiroit, şeker veya kısırlık problemleri olabileceğini iddia ediyor. Parfüm DNA'nın bozulmasına sebep oluyormuş. Aynı şey şampuanlar için de geçerli. Bu durumu şöyle açıklıyor; "İnsan vücudunda aromalar vardır. Canlılar birbirlerini kokuyla tanır ve bulurlar. Ancak parfümün içindeki aromalar iki kat daha güçlüdür. Beyine kontrolsüz bir biçimde ulaşır ve organları yönetir. Kullanılan hormon hapları ileride tiroit bozukluğuna sebebiyet veriyor" diyor. Tedavi yöntemlerinden biri de açlık. Uygulanmasındaki amaç ise vücudun bütün bu zararlı etmenlerden temizlenmesi. "Hepimiz tuzağa düşürüldük" diyen Salih, insanların sağlıklı yaşamanın nasıl bir şey olduğunu bilmediklerini söylüyor. Bir kişinin açlık kürü yapması halinde bağımlılık yapan yiyeceklerden kurtulabileceğini o maddeden arındıktan sonra kişinin o yiyeceklere yaklaşmak bile istemeyeceğini belirtiyor. PİYASADAKİ DETERJANLAR HORMONLARI BOZUYORSalih'in dediğine göre şu anda bulunduğumuz ortam ve şartlar kanser hastalığından bile daha kötü. Bunun sebebi kimyasal maddelerin fizyolojik zararlarının yanısıra psikolojik olarak da zarar vermesi. Bu ortamın kısırlık yaptığını da dile getiren Aidin Salih, şunları anlatıyor "Özellikle deterjanların içindeki güçlü aromalar bağımlılık yapıyor. Deterjan hem temas yoluyla hem de giysi ile tene değiyor ve kana karışıyor. Bu maddeler de kadınlarda erkeklik hormonu, erkeklerde ise kadınlık hormonunun artmasına sebep oluyor." Salih, yaptığı bağımlılık nedeniyle kadınların deterjanlardan kolay kolay vazgeçemediklerini söylüyor. DOĞAL YİYECEKLERLE BESLENİYORUMAidin Salih'in kendisi anlattıklarından farklı yaşamıyor. Mümkün olduğu kadar kimyasallardan uzak duruyor. Deterjan kullanmıyor. Gerekçe olarak da Allah "Sizin zor durumunuzda temizleyici olarak su ve toprak verdim" sözünü hatırlatıyor. Elektronik eşyalara karşı da mesafeli yaklaşıyor. Mesela piyasada satılan basit cep telefonlarından kullanıyor. Özelliği azaldıkça zarar oranı da azalıyormuş. Çamaşır makinesi kullanıyor ancak bulaşık makinesi kullanmıyor, televizyonu da yok. Giyimde ise tek renk kumaşları tercih ediyor. Eşarplarının genelde ipek olmasına dikkat ediyor, sebebi de doğal boyaların kullanılması. Salih, bu kadar sakınmasına rağmen kendisini çok fazla koruyamadığını bu nedenle hasta olduğunu söylüyor. Yiyecek konusunda ise her yerden alışveriş yapmıyor. Kendi bahçesinde yetiştiriyor veya üreticinin kendisinden alıyor. Genelde köy pazarlarından alışveriş yapıyor. Doğru ve iyi yemenin insan için farz olduğunu söyleyen Salih ilk etapta sade yaşama alışmanın zor olduğunu ancak sonradan uyum sağlanabileceğini kaydediyor. GÜNDE İKİ ÖĞÜN YEMEK İNSANA YETERPeki, Salih'e göre nasıl beslenmek gerekiyor? Söylediğine göre günde iki öğün yemek normal sağlık standartlarındaki bir insan için yeterli. Sabah kahvaltısı ve akşam yemeği, öğle saatinde ise meyve veya meyve suyu tüketilebileceğine dikkat çekiyor. Bunların dışında kan grubuna göre beslenme sağlanabiliyor. Arka arkaya yemek yemeyi cinayet olarak görüyor ve bir avuç yemeğin insan için yeterli olacağını savunuyor.
Ağız hastalıkları doğal tedavi - Dr Aidin Salih Gerçek Tıp Kitabı Ağız Sağlığı Sindirim ağızda başladığı için ağız mikroflorası bağırsak mikroflorası gibi çok önemlidir. Diş macunu normal ağız mikroflorasını yok eder, yabancı mikrofloranın yerleşmesine yol açar. Yabancı mikroflora ağız mukozası hastalıklarına ve diş çürümesine sebep olur, sindirim başlangıçtan itibaren bozulur. Diş macununda bulunan katkı maddeleri, özellikle Titanyum Dioksid ve Aspartam ağızdan kan dolaşımına karışarak, bağlantılı organlarda birikir. Her bir dişin dibinde farklı organlada bağlantılı ikişer tane akupunktur noktası alıcı bulunur. Yiyeceklerdeki besin ve enerji çiğneme ile birbirinden ayrılır. Enerji, bu akupunktur noktaları vasıtasıyla vücudun genel enerji akımına karışır. Ayrıca, dişetleri, yaklaşık 40 sinirle organlarla bağlantılıdır. Dolayısıyla dişetlerinde başlayan bir hastalık bağlı olduğu organları etkilerken organlarda başlayan bir hastalık da bağlı olduğu dişetlerini etkiler. Örneğin, ön üst dişetlerinin kan dolaşımı beyin kan dolaşımıyla bağlantılıdır. Bu dişetlerinin durumu beynin durumunu gösterir. Dişetleri tedavi edilirken aynı zamanda beyindeki kan dolaşımı da düzeltilmiş olur. Bu sebeple, ağız hastalıklarının bölgesel tedavisi mutlaka genel tedaviyle birlikte yapılmalıdır. En sık rastlanan ağız hastalıkları, dudaklarda ve dilde şişme, aft, uçuk ve dişeti iltihabıdır. Dudaklarda ve dilde şişme hazımsızlık, mizaca uygun olmayan yiyecekler, parazitler, bağışıklık sisteminin zayıflaması ve özellikle Aspirin gibi ilaçlar, Aspartam gibi tatlandırıcılar sebebiyle oluşur. Çikolata, sakız, şekerleme, ketçap, soslar, gazozlar, diyet yiyecek ve içeceklerde ve ilaçlarda yoğun olarak tatlandırıcı kullanıldığı unutulmamalıdır. Aft, etrafı kırmızı, küçük yaralara denir. Aftlar ağız içinde ortaya çıkar, sık tekrarlar, bulaşıcı değildir. Uzmanlar, aftları bağışıklık sistemi problemlerine, DNA değişimlerine ve DNA virüslerine bağlarlar. Aft, Behçet Hastalığı, Akdeniz Ateşi ve Bağırsak hastalıklarının belirtisi olabilir. Aromalar, katkılı yiyecekler, sentetik enzimler, sentetik hormonlar, antiromatizmal ve antidepresan gibi ilaçlar afta yol açan nedenler arasında yer alabilmektedir. ''DNA'daki Değişimler" bölümüne bakınız Uçuk, Herpes virüsünün oluşturduğu enfeksiyon belirtilerinden biridir. Dudaklarda ve üreme organlarında görülür. Ateşlenme veya soğuk algınlığına bağlı olduğu sanılarak, genelde pek önemsenmez. Fakat Herpes virüsü aslında DNA virüsüdür. DNA'yı etkileyerek, DNA'da ve hücre yapısında değişikliğe sebep olurken aynı zamanda fiziksel, zihinsel ve ruhsal değişime de sebep olabilir. Modern tıp, herpesten kurtulma yolunu hâlâ bulamamıştır. Fakat, bu kitapta anlatıldığı gibi organlarını ve sistemlerini temizleyen; hazır gıdaları ve diğer zararlı yiyecek ve içecekleri yemeyen, düzenli bir şekilde açlık yapanların virüsü, yoğun bir uçuklamayla dışarı attığı görülmüştür. Yoğurt, ekşi nar suyu veya sirke sürmekle uçuk geçebilir. inatçı uçuk için "Egzama" ve "Sedef" bölümlerinde anlatılan sirkeli ilaçları kullanmak gerekir. Ancak uçuğun geçmesi virüsün atıldığı anlamına gelmez. Dişeti iltihabı Periodontitis, dişleri saran kemiklerin ve dişeti dokularının iltihabıdır. İltihaplı dişeti kırmızı veya mor görünümdedir, fırçalarken kanar. Doğum kontrol hapları ve kortizon gibi sentetik hormonlar, kalp ilaçları, antibiyotikler ve anti-depresanlar gibi bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar, beslenme bozukluğu, kronik hazımsızlık, katkılı gıdalar, deterjanlar ve parfüm dişeti iltihabına neden olabilir. Dişeti iltihabı sadece dişetini değil, kemik dokuyu da etkileyebilir. Dişeti iltihabının başlangıçtaki belirtileri, ağız kokusu, kırmızı-kabarık dişetleri, fırçalama sırasında kanama ve ağız tadının bozulmasıdır. İlerlemiş durumlarda kemik erimesi görülür, dişetleri çekilir, diş kökleri ortaya çıkar ve dişler sallanır. Bazen sallanan bir dişi çekmek zorunlu hale gelebilir. Diş zorunlu olarak çekildiğinde, çekilen dişin yerine tampon koymamak, kanı durdurmamak ve akmasını sağlamak gerekir. Tampon, diş kökünün etrafında biriken iltihaplı kanın dışarı atılmasını engeller, dışarı atılamayan iltihaplı birikinti dişetlerinin ve dişleri saran kemiklerin iltihaplanmasına sebep olur ve bu durum yıllarca devam edebilir. Dişleri saran kemikterin iltihaplanması diğer kemiklerin de iltihaplanmasına osteomiyelit yol açabilir. İlginç olan şudur ki, dişleri saran kemiklerdeki iltihap temizlendikçe herhangi bir kemikte görülen osteomiyelit de geçer. Dişeti ameliyatından, implant yapıldıktan ve dişeti traşından sonra vücudun enerji akımları birbirine karışır, dişlerin dibindeki akupunktur alıcıları bozulur veya kaybolur. Bunlarla beraber mevcut hastalıklar derinleşir ve yenileri ortaya çıkar. Günümüzde dişetlerindeki iltihaplanma ve kanamayı durdurmak amacıyla, kılcal damarlar lazerle dağlanmaktadır. Kılcal damarlar lazerle kurutulduktan sonra üst dişetleriyle bağlantılı olan beyin ve alt dişetleriyle bağlantılı olan üreme organlarındaki kan ve enerji dolaşımı düzelmemek üzere bozulur. Ayrıca, lazerin DNA'yı etkilernesiyle genetik mutasyonlar ortaya çıkar. Aynı şekilde ileri teknolojiyle üretilen ve hemen hemen diş yapısıyla aynı özellikleri taşıyan kemik tozu gibi malzemelerin dişlere veya dişetlerine uygulanması da öngörülemeyen sonuçlar doğurabilir. Amalgam dolguların içeriğindeki kurşun hızla ve aralıksız olarak buharlaşır ve bütün ağız dokularına, sonra bu dokularla bağlantılı organlara dağılır. Amalgam dolgular felç, alzheimer, parkinson, egzama, sedef, kısırlık ve böbrek hastalıklanna sebep olabilir, ahlakı menfi etkiler. Roma İmparatorluğunda su dağıtım sisteminde kurşun kullanılmıştır. Araştırmacılar Roma İmparatorluğunda ahlakın bozulmasının sebebinin suya karışan kurşun olduğunu tahmin etmektedir. Sağlıklı bir genç kızın amalgam dolgu yaptırdıktan 2-3 hafta sonra boynunun aynı tarafında sedef oluştuğu ve adetten kesildiği bizzat görülmüştür. Nanoteknoloji ürünü protezler, kemik tozu, implant ve Nanokompozit dolgu, ağızda bir tür çip görevi görerek, kişinin, merkezi bir bilgisayara otomatik olarak bağlanmasına ve zihninin kontrol altına alınmasına vasıta olabilir. Bu nedenle dişlerde oluşan çürükleri eski usulde temizletmek, dolgu veya kaplama yaptırmadan olduğu gibi bırakmak gerekir. "Kısırlık" ve "Zihin Kontrolü" bölümüne bakınız. Amerika ve Avrupa'da özel tim eğitimi verilen köpeklerin dişlerine titanyum kaplama yapılarak bilgisayar aracılığı ile uzaktan yönlendirilmektedir. Beyinleri bilgisayar tarafından kontrol altında tutulan köpekler terminatör gibi korku bilmedikleri için operasyonlarda özel timden daha başarılı olmaktadır. Dikkat çekici olan, metal kaplama yerine titanyum kaplama kullanılmasıdır. Bu durum "titanyum implant yaptıranlar da bilgisayar aracılığı ile yönlendirilebilir mi?'' sorusunu akla getiriyor. Çünkü dokuları dolduran ve bir nano-nöro alıcı hale getiren titanyum birikintisi veya titanyum parçası nano bilgisayarlar 4. Nesil bilgisayarlar için otomatik bağlanma yeri olabilir. Öneriler Öncelikle, ağız hastalıklarına sebep olan etkenlerden kaçınmak gerekir. İkinci olarak ağızda bulunan amalgam, protez ve nanokompozit dolgular çıkarılır. Bundan sonra • Her sabah ağza bir tutam yabani kekik alınır, biraz çiğnedikten sonra bütün ağız içi dokuları kuvvetlice emilir. Ağız içi dokularda toplanan toksinler tükürüğe karışır. Ağız iyice dolunca tükürülür. • Her akşam 8 tane karanfil tükürükle ıslatılır, dişlerle biraz ezilir, dudaklarla dişetleri arasına dörder tane koyulur. Sabaha kadar bekletilir ve tükürülür. 1 2 hafta devam edilir. • Her gün çene altı ile kulakların önlerine dönüşümlü olarak kupa çekilir, 3-5 dakika bekletilir. 2 hafta devam edilir. 1 hafta sonra dişetlerine tuttuğu kadar sülük tutturulur. Sülük izleri kaybolunca misvak kullanmaya başlanır ve en az 40 gün devam edilir. • Sülük terapisinden 3-5 gün sonra kafa hacamatı yapılır. • Ağızda kaplama varsa, her abdestte dişetlerine toz zencefille masaj yapılır ve kabarık dişetlerinin kanaması sağlanır. • Toplam 1 fındıkiçi büyüklüğündeki damla sakızı + propolis veya çam sakızı karışımı 3-4 saat çiğnedikten sonra yutulur. 40-60 gün boyunca bu işleme devam etmek dişeti kanamasını ve dişeti iltihabını önler; hazmı düzeltir, bağırsakları çalıştırır. • Günde 2-3 defa dişler misvaklanır, her gün misvağın ucu kesilir. Ya da dişetlerine toz misvakla masaj yapılır. • Dişlerin temizliği ve ağız kokusunun güzel olması için günde 5-7 tane kakule veya karanfil çiğnenir ve yutulur. içerdiği kimyasallardan dolayı diş macunu kullanmak tavsiye edilmez. Bu önerileri uygulayanlar diş macununun temizlemediğini, aksine dişleri kirlettiğini ve ağız mikroflorasını bozduğunu görürler.
mumya ilaci TDK sözlüğünde " Birtakım özel ilaçlar kullanılarak bozulmayacak duruma getirilmiş olan ve kazılarla ortaya çıkarılan ceset" diye tarif ediliyor ve Farsça "mimiy" kelimesinden geldiği belirtiliyor. Biraz araştırınca bunun eski Yunanca`da da kullanılan bir kelime olduğunu öğrendim. Batıya "Mumio / Mumijo" gibi adlarla geçmiş. Bununla birlikte esas kaynağı olan Türk dünyasında Kırgızistan, Kazakistan, Özbekistan... tam karşılıklarını bilinmese de "Dağların Gözyaşları" ismiyle bilinen doğal bir "maddeye" verilen bir isim. Bunu Türkçemizde de çeşitli dergilerde "Mumijo / Mumio" gibi çeviri hatasıyla değil, "Mumya" ismiyle kullanmak daha doğru Asya`da dağların yuksek kesimlerinde, kayalıklarda ve mağaralarda bulunan, koyu kahve veya siyah renkli bir tortu. Buralarda yetisen bitkilerin zamanla dönüşümünden oluşmaktadır. Tıpkı petrolün oluşması gibi... Geleneksel Asya tıbbında, ayurvedada binlerce yıllır kullanılıyor. SSCB döneminde Ruslar da el atmış, ciddi araştırmalar yapmışlar. Özellikle sporcular ve polit büro üyeleri arasında son derece an dünyanın gelişmiş Ülkelerinde tablet Şeklinde ve oldukca pahalı bir fiyata ülsere, romatizmadan diş hastalıklarına kadar bir çok hastalıgı tedavi etmesi; sürekli başagrısı ve uykusuzluk, uyku düzensizliği şikayetlerine faydalı, tamamen alternatif tıp/dogal ilac oldugu icin de tavsiye etmekte bir zarar Mumya özellikle Kırgızistan ve Rusya\`da uzun yillardir arastirilan bir dogal madde. insan bedeni üzerindeki etkileri incelenmis ve test edilmis.• Icinde 85\`ye yakin mineral, amino asitler, A, B, C, P sitrinler vitaminleri var. Ayrica kobalt, bakir, nikel, demir, cinko, manganez, krom, sodyum, potasyum, magnezyum, kadmiyum, bizmut, molibden vb. elementler var.• Ozellikle mide-bagirsak sorunlarinda gastrit, ulser, kolit gibi, karaciger ve böbrek hastaliklarinda cok etkili.• Bagisiklik sistemini güclendiriyor.• Diş agrılarini gideriyor.• Kemoterapi ve radyolojinin yan etkilerini azaltıyor.• Dogal oldugundan yan etkisi yok. Mumya'nın faydaları ve tedavi ettiği bilinen hastalıklardan bazıları;Kemik kırılması Polipler,Mide ulseri Ülseratif kolitAsit eksikligi Kuvvetsiz barsakAsit dusuk KabizlikRhinitis ve antritis rinite AnjinBronsit Antritis ve orta kulak iltihabiZatulcenp AstımTuberkuloz Romatizma ve eklemRadiculitis Sakrum ağriEklemlerde agrı Kırıklar, yaralar, travma ve yanıklarKalp hastalığı SistitBöbrek taşları NefritBaş ağrısı, uykusuzluk Sinir bozukluklariŞeker Hastaligi Rahim boynu ve erozyonVajina ve erozyon Pyelonephritis ve idrarini tutamamaKaraciger ve siroz HepatitBotkin ve kolesistit ThromDis ve agiz Hastaliklar GokomFurunculosis Alerjik isilikKan Hastaliklari Orta kulak iltihabiHipertansiyon ve kardiyovaskuler hastalıklarParlak siyah renkte zifte benzeyen ve insan vücudu ısısında eriyebilen acı bir tada ve karakteristik bir kokuya sahip, suda kolay çözülebilen alkolde çözülmeyen, Özbekistan, Kırgızistan ve Kazakistan’da Yerden 2,500-3000 metre yüksekte ki dağların mağaralarında ve kayların üzerinde bulunan ve 100 yıldan fazla bir süre sonra fosilleşerek ortaya çıkan tamamen doğal maddeye verilen vücudun tüm hastalıklara karşı korunmak’’bedeni korumak’’ anlamına geliyor. Yerel halk dağların gözyaşı da toplanması da tam bir sır olarak bilinmek hatta babadan oğula geçmektedir. Mumiyo’nun insan üzerinde ki etkisini ilk defa dağ keçisi avlayan insanlar fark etmiş ve daha sonrada kendi üzerlerinde denemişlerdir. Bir grup avcı dağ keçisi avlayıp yiyecek ihtiyaçlarını karşılarlarmış ama içlerinde birisi bir gün yaraladığı keçiyi takip etmiş ve dağ keçisinin yamaçlarda bir kayayı yalayıp daha sonra yarasının üzerini yaladığını fark etmiş. Dağ keçisi yarasının daha çabuk iyleşmesi için bunu yapmaktaydı. İşte mumiyonun ilk defa yaralarını iyileştirebilen bir doğal ilaç olduğu fark edilmiş ve bu doğal ilacı daha sonralarda toplayabilmek için hep bu yol izlenmiş. Önce dağ keçisi yaralanıyor ve daha sonra yaralı dağ keçisi takip edilip mumiyo’nun kaynağını bulup oluşumuyla ilgili olarak bitkilerin fosilleşmesinden bahsediliyor ama yerel halk aslında mumiyonun dağ keçilerinin menilerinin fosilleşmesinden ortaya çıktığını birçok ülkenin hekimleri tarafından kullanılan bu doğal ilaç ülkemizde maalesef hak ettiği yeri bulamıyor. Bilimsel araştırmaları 1950 yıllarında başta Çin ve Amerika olmak üzere eski Sovyetler Birliği, İran ve Hindistan gibi ülkeler tarafından yapılmış ve etkilerinin muhteşem olduğu gözlenmiştir. Ama oluşumuyla ilgili hala net cevaplar alamamışlardır. Ama şu gerçektir ki Yoğun güneş ışığına maruz kalan ve 2500–5000 gibi rakımlarda insan kirliliğinden uzak bir ortamda faydaları ve tedavi ettiği bilinen hastalıklardan bazıları;Mide ülseriUlseratif kolitAsit eksikliğiKabızlıkPolipler, rhinitis ve antritis riniteAnjinAntritis ve orta kulak iltihabiZatülcenpAstımTüberkülozRadiculitisKırıklar, yaralar, travma ve yanıklarKalp hastalığıSistitBöbrek taslarıSinir bozukluklariSeker HastaligiVajina ve erozyonPyelonephritis ve idrarini tutamamaKaraciger ve sirozHepatitBotkin ve kolesistitThromDis ve agiz HastaliklariFurunculosisAlerjik isilikMammary bezi bir inflamasyonHipertansiyon ve kardiyovaskuler hastalıklarKan HastalıklarıHemoroitNevraljiKemik kırılmasıMide ülseriPolipler,Ülseratif kolitRhinitis ve antritis riniteBronşitRadiculitisBaş ağrısı, uykusuzlukŞeker HastalığıBotkin ve kolesistitFurunculosisAstımSakrum ağrıKalp SistitBöbrek NefritRahim boynu ve erozyonPyelonephritis ve idrarını tutamamaHepatitThromGlokomAlerjik isilikHipertansiyon ve kardiyovaskuler hastalıklar
Diyetle Geri DöndürTip 1 Diyabet için Ana TelafilerDiyabetsiz yaşam için yolunuzu egzersiz Bitkisel ve Mineral Takviyeler alınGenellikle çocukluk veya genç yaşta teşhis edilen tip 1 diyabet, kronik bir hastalıktır. Kan şekeri düzeylerini tip 1 diyabette yönetmek, hastalıkla ilgili mikrovasküler ve masikovasküler komplikasyonları önlemek için önemlidir. Doğal veya ev yapımı ilaçlar tip 1 diyabeti doktor tarafından reçetelenen düzenli ilaçlarla birlikte kontrol etmek için eşit derecede faydalı olabilir. İşte size 1 diyabet hastası olsanız bile hayatınızı doğal olarak iyileştirmek için birkaç ipucu.[Oku Tip 1 Diyabette Kan Şekeri Seviyeleri Nasıl Kontrol Edilir]Diyetle Geri DöndürBirçok çalışma tip 1 diyabetli hastaların, kan şekeri düzeylerinin yükselmesi üzerinde daha iyi kontrol için düşük glisemik indeks diyetine uymaları gerektiğini önermiştir. Yulaf, tam buğday, meyve elma, üzüm, greyfurt, armut ve hindistancevizi ve sebzeler havuç, lahana, karnabahar, fasulye ve bezelye gibi düşük glisemik indeksli yiyecekler, diyabetik diyetin önemli bir bölümünü oluşturmalıdır.[Oku Tip 1 Diyabetik Diyet]Tip 1 Diyabet için Ana TelafilerBelirtilen birkaç ev çaresini takip ederek tip 1 diyabetlere karşı savunma bir yemek yemeden önce iki yemek kaşığı elma sirkesi ve içine bir tutam tuz eklenmiş bir bardak su içebilirsiniz. Bu şeker seviyenizi normal aralıkta kavun kan şekeri seviyenizi dengelemenize yardımcı batua olarak bilinen Yonca, artan kan şekeri seviyesini kontrol edebilen besin açısından zengin bir bitkidir. Yonca bitkisinin tohumları ve kapsülleri diyabet hastaları tarafından yiyecekleriyle birlikte ayrıca tip 1 diyabet için önemli bir antidot olarak kabul edilir. Bu nedenle, eğer lezzetini seviyorsanız, tüm öğünlere tarçın tozu ekleyebilir veya çay veya kahvenizde iki küçük parça yaşam için yolunuzu egzersiz Yüzme, jogging, tempolu yürüyüş veya dans gibi hafif fiziksel aktiviteler diyabetik rutinin ayrılmaz bir parçasını oluşturmalıdır. Düzenli olarak egzersizlerde düşme, tip 1 diyabetin şiddetli hale gelme riskini azaltabilir. Eğer spor salonuna gitmek istemiyorsanız, evde en az 20 dakika boyunca bir merdiven katına çıkmak gibi egzersiz yapabilirsiniz. Fiziksel egzersiz, kan şekeri seviyesini ve vücut ağırlığını normal aralıkta tutmak için doğal bir yöntemdir.[Oku Merdivenleri alarak Ağırlık Nasıl Kaybedilir]Bitkisel ve Mineral Takviyeler alınBazı çalışmalar, alfa-lipoik asit takviyelerinin düzenli kullanımının, insülin tip 1 diyabeti geliştiren vücudun tepkisini arttırabileceğini göstermiştir, Ulusal Tamamlayıcı ve Alternatif Tıp Merkezi, ABDKromun, yükselen kan şekeri seviyelerini de azaltabileceğine yağ asitleri ve polifenol takviyeleri tip 1 diyabet komplikasyonlarını iyi bir şekilde refahınız için, diyabet için tüm doğal tedavilerin, tip 1 diyabetin tedavi edilmesi için atılan atış yollarından emin olmadığının anlaşılması önemlidir. Ancak bu ilaçlar diyabet tedavisinin etkinliğini artırabilir; Hastanın durumuna erken bir rahatlama getirmek. Herhangi bir ek almadan önce doktorunuzun tavsiyesini almayı unutmayın. SALİH ''Tip 1 Diyabet Şeker Hastaları İçin Doğal Tedavi Önerileri''.
aidin salih şeker hastalığı tedavisi