cash. 30 Haziran 2010 ilk doğum günün. Zaman hızla geçti, 365 gün nasıl da çabucak bitti...O kadar uğraşmıştık ki yeni bir bebek sahibi olmak için, hamile olduğumu öğrendiğimde dünyalar bir kez daha benim olmuştu sanki. Ve biliyor gibi sen içimdeyken, seni hep “kızım” diye sevdim ben. Bana bir de sen gerekliydin, bunu çok iyi biliyordum ben...Geçen yıl, seni kucağıma almaya giderken başıma neler geleceğini bilmediğim gibi, ilk anne olduğum günlerin üzerinden de tam yedi kocaman yıl geçmişti. Unutmuştum her şeyi, hatırlar ve bilir gibi gözükürken anne olmanın ne demek olduğunu...Ve sen bana ölümle-yaşam arasında bir incecik çizgi içinde geldin. Çok korkarak gittiğim hastaneden kucağımda senin gibi bir melek ile eve geri geldim...Büyümüştüm yine, olgunlaşmıştım yine, yeşermiştim sanki seninle...Gören herkesin bayıldığı minicik bir bebeciktin. Baban sana hayran olmuştu. Kendime geldiğimde bana da hayran hayran bakıyordu. Sürekli “bu nasıl bir şey Pınar” diyordu ben de “ben sana söylemiştim...” da...Bir çocuk sahibi olmak dünyadaki en farklı ve en özel duygu Kaila...Hele anne olmak...Yşte bu var ya, bu duygu tam anlamıyla çoğalmak ve coşmak aslında...Baba olmanın ne demek olduğunu bilmiyorum ama babanın sana bakışından az çok anlıyorum. Ben sadece bildiğim şeyi anlatacağım sana, anne olmanın ne demek olduğunu... Çünkü bir gün sen de anne olacaksın ve ben de anneanne... Allah izin verirse o gün yanında, yanı başında dimdik ayakta duracak, saçını okşayacak, elini sıkı sıkı tutacağım...Çünkü biz kadınlar birbirimize destek olur gibi gözükürüz ama aslında büyük bir rekabet içindeyizdir Kaila. Doğuştan başlar bu anne-kız olarak, sonra kız kardeşler arasında... Ve devam eder kız arkadaşlar, komşular, okul arkadaşları, iş arkadaşları, ileride de kayınvalideye kadar ve yaşadıklarımla...Yçime attığım, atmadığım, sakladığım veya saklamadıklarımla...Ben abini, seni ve kardeşini kucağıma aldığım anda karar verdim, hem de üç kez, “iyi anne” örneklerinden olacağım tüm çocuklarıma diye. Onlara destek olan, her zaman yanlarında olan, tansiyondan, kolesterolden, yorgunluktan bitkin olsam da bana ihtiyaç duydukları anda “pıt” diye koşan ve orada olurken de asla şikayet etmeyen...Bebeğine, çocuğuna, çocuklarına, torunlarına bakan, değerlerine, inançlarına ve tercihlerine saygı duyan. Çocuklarının yapmak istediklerinin arkasında olan, ne yapacaklarına karar verebilecekleri zamana kadar destek olan, içlerindeki yaratıcılığı ortaya çıkaran... Belki bana kızacaksınız ama baskı da yapan bir anne olacağım bir süreliğine size... Ama nasılsa zaman geçecek, bak bir yıl nasıl da hızlı geçti işte...Sen bir kadın olarak beni anlayacaksın biliyorum çünkü bana bakarken gözünde bambaşka bir ışık görüyorum. Ortak bir noktamız var bizim biz...Sen ben gibisin, ben de sen gibi...Sen değişik ama pırıl pırıl mutlu bir çocuksun Kaila. Diğer adın gibi simli simli gezerken olduğu gibi şimdi de senle dışarıda olduğumuz zaman yabancıların resmen tacizine uğruyoruz. Herkes öpmek, dokunmak için benden izin istiyor. Bazıları izin bile istemeden resmen üzerine atlıyor. Sen de bundan çok memnun yüzün hep böyle güler, için hep huzur dolu olur, sağlıkla yaşarsın, uzun bir ömre sadece sevgi ve mutluluk dileğim şu; eskiler derler ya “gözünün feri sönmesin”, onun gibi bir şey... “Gülerken gözünde gördüğüm o pırıltının asla sönmesini istemiyorum.”Çünkü o senin yaşam ışığın...Gülümseme, içten gülümseme var ya...Yşte o bir insanın anahtarı, enerjisi, ışığı... Her şey aslında onun altında saklı...Bir kadını kadın yapan en özel şeydir gülümsemesi Kaila...Onu lütfen yaşam boyu sakla, koru ve daima yanında taşı!Sen değişik ama pırıl pırıl mutlu bir küçük kadınsın Kaila, iyi ki doğdun...Yyi ki geldin hayatıma...Annen30 Haziran 2010
Canım kızım, Zamanı durdurmak kolay değil. Öyle çabuk büyüyorsun ki. 3 gündü, 40 oldu, 6 ay derken şimdi 1 sene… Cam gibi parlak gözlerle bakıyorsun her gün bize. Umut, mutluluk, sevgi var içlerinde. En temizimiz, değerlimiz, canımızsın. Kıyamam bir damla yaş aksın yanaklarından aşağıya. Gözlerin hep baksın isterim coşkuyla. Zaman akıyor her gün daha hızlı daha acımasız. Hiç bilemiyorum neler bekliyor bizi. Hayallerim var birçok üçümüz için. Belki de sen beğenmeyeceksin veya istemeyeceksin. Ama babacığım diyeceksin… Belki hiç umursamayacaksın. Bende öyle yapmışımdır zamanında belki kim bilir? Hiç birinin önemi yok. Sen sadece büyü kızım bana bu yeter. Nefes alıp verişin yeter bana yaşamak için. Bir de gülümse arada sırada tamamdır. Değer kattın hayatımıza. Hoş geldin sefalar getirdin. Çok şeyi değiştirdin. Ama hep bir şeyler kattın hiç eksiltmedin, hep çoğalttın. En çok ta sevgimizi çoğalttın. Sen şimdi anlayamadığım bir hızla 1 yaşına girdin. Şimdi bekliyorum elimden tutup beni istediğin yerlere götürmeni. Korkup veya sıkılıp bana sığınmanı. Bıktırana kadar sorular sormanı. İstediğini yaptırtmak için yaygaralar koparmanı… Yakındır pek uzak değil… Sen benden bir parçasın dünyada yaptığım en önemli en büyük güzelliksin. Masumiyetimsin, varlığımsın, samimiyetimsin, gülümsememsin. İyi ki doğdun iyi ki bizimlesin.
Çocuklarımızın bebeklerimizin ilk doğum günü geldiğinde 1 Yaş Doğum Günü Mesajları sosyal medyada en çok arananlar arasında birinci sırada yer alıyor. İster kendi bebeğine olsun isterse sevdiklerinizin bebekleri olsun ilk doğum günü en önemli ve önemsenmesi gereken günlerdir. İşte size referans olabilecek 1 Yaş Doğum Günü Sözleri… 1 Yaş Doğum Günü Mesajları yazımız da; Bebek İçin Güzel Sözler, İlk Göz Ağrısına Mesajlar, Bebeği Doğanlara Anlamlı Mesajlar, Orijinal Yaş Sözleri, Akrabaya Etkili Mesajlar yer almaktadır. Birinci yaşa selam, yaramazlığa kaldığın yerden devam. 1. Yaş doğum günün kutlu olsun. Benim ufacık kınalı kuzum bugün 1 yaşına adım attı. Sana ilk yaşında mutlu, sağlıklı bir yaş diliyorum yavrum. Senin gibi, daha güzel bir yaşında kız bebek görmedim. Gerçekten milyonda birsin. Mutlu yıllar sana! Sevincim, gururum, geleceğim, mutluluğum, bugün ilk doğum gününü kutluyoruz. Seni varlığımın her parçasıyla seviyorum. Sen doğduğunda seni zorla ağlatmışlardı. İnşallah hayatın boyunca bir daha ağlamazsın minik serçem. İyi ki doğdun 1. Yaşın kutlu olsun. bebeğim. Bebeğinizin Ömrü sağlıklı ve huzurlu olsun. 1. Doğum günü yaşı kutlu olsun. Allah uzun ömür versin evladınıza. Benim nazlı kelebeğim ilk yaşın kutlu olsun. Yüce Mevla’m her yaşında yepyeni mutluluklar ile tanıştırsın seni. Sen evimize neşe oldun, yuvamıza mutluluk doldurdun, aramıza iyi ki geldin canım bebeğim. 1. Yaş günün kutlu olsun. Diğer Sayfalarımız; Kankaya Doğum Günü Mesajları Ayakta duracak halim yokken, hayatta kalacak nedenlerim var benim. Evladım var benim. 1. Yaşın kutlu olsun. Bebeğim. Sadece bir yaşında değilsin. 12 aylıksın. Bu sizi çok daha olgun yapar. Yine de ilk doğum günün kutlu olsun! Şu anda çok küçüksün ama hayatımıza hayal edilemeyecek kadar büyük bir mutluluk getirdin. 1. Yaşın kutlu olsun. Bebeğim. Küçük sevgilim, hayatınızın her yılı birinci yaşın kadar mutlu olsun. İlk doğum günün kutlu olsun! Sen Allah’a dilenen dilek, göklere uzanan elsin. Sen gözden süzülen yaş, tek düşüncem, hasretimsin. 1 Yaşın kutlu olsun biriciğim. Bebeği Olana Mesajlar Allah’ım seni annene ve babana bağışlasın. Bahtını ve yolunu açık etsin. Canımın bebeğinin 1. Yaşı kutlu olsun. Tıpkı babası, annesinin kopyası, işte bir yaşına girdi evin delikanlısı. Doğum günün kutlu olsun Paşamızın. Şimdiye kadar tanıdığım en tatlı papatyasın doğum günün kutlu olsun! Yarınları hep umut ve huzur dolu olsun. Rabbim her daim yolunu açsın. 1. Yaşı kutlu olsun. Bildiğim en havalı ve en sevimli bebeğinizin doğum gününü kutlarım. 1 yaşın kutlu olsun. Doğum Günü Sözleri kategorisinde en güzel 1 Yaş Doğum Günü Mesajları hazırlamaya çalıştık. Sizler de sayfalarımıza katkı sağlamak isterseniz sizler ile irtibatımızı sağlayan yorum kutusuna güzel doğum günü mesajlarınızı bekliyoruz. Diğer Sayfalarımız; Eşe Doğum Günü Sözleri , Babaya Doğum Günü Mesajları
Bugün “Elektrik Süpürgesinin Bulunma Yıl Dönümü” nü bugün büyük kızım ilk göz ağrım Başak'ımın doğum günü. Biz farkında olmasak da çocuklar özel hissettirilmeye, ilgi gösterilmeye, özellikle de “Hep En Olmaya” bayılıyorlar. Biz anne-babalar bazen bir çok şeyi yaptığımızı düşünüyoruz ya da yapmaya çalışıyoruz fakat bazen onlara bunu yansıtamıyoruz galiba. Eşim şehir dışında görevde olduğu için küçük kızımla birlikte akşama bir sürpriz hazırlamayı düşünmüştük lakin Başak bizim unuttuğumuzu düşünerek sırasıyla önce babasını, sonra kardeşini ve en son olarak beni telefonla arayarak temiz bir zılgıt çekti. En ilginç olanı ise beni arayarak “Anneciğim nasılsın” dedikten sonra; “Bu gün elektrik süpürgesinin bulunma yıl dönümü de sana onu hatırlatmak için aramıştım” diyerek telefonu kapatması oldu. Hâlbuki ben sabah erkenden sosyal paylaşım sitesine doğum günü mesajımı yazmıştım. Tabi bu sözün üzerine bana da bir cevap hakkı doğdu. İlk aşkıma bir mektup yazmak ve “Elektrik Süpürgesinin Bulunma Yıl Dönümü'nü" ölümsüzleştirmek istedim. Sevgili kızım seni anlatmaya kelimeler yetmez ama birkaç satırda seni anlatmak gerekirse okumaya devam et.. Mektubuma kızımın Facebook sayfasına yazdığım doğum günü mesajı ile başlamak istedim. Canım kızım gözümün bebeği iyi ki doğmuşsun, iyi ki benim kızım olmuşsun. Seni çok ama çok seviyorum. Doğum günün kutlu olsun. Nice mutlu yaşlara... Bu gün 8 Nisan 2015. Tam 13 yıl oldu sen hayatımıza gireli. O günden beri bizim için nefes oldun, hayat oldun, can oldun. Sana bir itirafta bulunmalıyım ki hamile olduğumu öğrendiğimde çok şaşırmıştım. Anne olmaya hazır değildim. Daha evliliğe bile alışmamışken hayatımıza yeni birinin girmesi beni çok korkutmuştu. Nereden bilebilirdim ki anne olmanın hiçbir şey ile değişilmeyecek bir duygu olduğunu. Senin böylesine büyük bir ödül olduğunu.. Senin varlığını ilk hissettiğimde ise korkular, sevinçler, kaygılar, heyecanlar bir insanın yaşayabileceği bütün duygular aynı anda bütün benliğimi sardı. Zorlu geçen bir hamilelik sürecinden sonra bir Pazartesi sabahı yine aniden hayatımıza giriverdin. Tam 6 hafta erken doğmuştun. Seni ilk kez kuvözün içinde gördüğümde gözyaşlarımı tutamamıştım. Diğer bebeklere göre çok küçüktün. Miniciktin, korumasız, savunmasız. Seni öpmeye bile kıyamamıştım. Seni sevmek istediğimde parmağımı ellerinin arasına uzatırdım. Minicik ellerinle parmağımı sıkıca kavrayıp bir daha da hiç bırakmazdın. Sana bir şey olmasından çok korkardım. Babaannen üzülme “Taşın küçüğü büyümez, insanın küçüğü çabuk büyür” demişti senin için. Öyle de oldu. Her şeye rağmen çabuk tutundun hayata, çabucak büyüdün serpildin. Bildiğim, gördüğüm, tanıdığım en tatlı en güzel bebektin, hiçbir zaman yaramaz bir çocuk olmadın, her zaman sorumluluk sahibi, uslu bir çocuk oldun. Hasta olup ateşlendiğinde dünyalar başımıza yıkılır, mutlu olup güldüğünde ise evimize çiçek kokuları yayılırdı. Bütün hayatımız sen olmuştun. İlk dişin, ilk kelimen, ilk adımın hayatımızın heyecan kaynağı olmuştu. Attığın ilk adımda sanki olimpiyat şampiyonu olmuş, bana ilk “anne” dediğinde ise destanlar yazmıştın. Seninle ilgili her şey bizi mutlu ediyor, gururlandırıyordu. Kreşe ilk başladığın günü dün gibi hatırlıyorum. Sen ağlar, benden ayrılmak istemezsin diye hazırlıklı gitmiştim. Kapıda akşama kadar bekleyecektim. Çocukların çoğu ağlayıp sızlıyor, annelerinden ayrılmak istemiyorlardı. Fakat sen öğretmeninin elini tutup koridor boyunca el sallamıştın bana. Anne gitme, elimi bırakma diye ağlamanı, bacağıma yapışmanı beklemiştim. Sen bu durumu çok normal karşılarken bense hayal kırıklığı yaşamıştım. Sanki beni terk ediyordun. Yine de seni bırakıp işe gitmedim. Bütün gün kapıda bekledim. Annesinin bacağına yapışıp ağlayan çocukları ve bir türlü çocuklarından ayrılamayan anneleri izledim. İçeride senin ne yaptığını merak ediyor, öğretmenine sürekli seni soruyordum. Camlı bölmeden içeriye baktığımda ise senin çok mutlu olduğunu ve etrafını keşfetmeye çalıştığını görüyordum. İlkokula başladığında ise çok kısa sürede okumayı-yazmayı öğrendin. Sınıf panosunda yer alan elma ağacında ilk senin elman kızarmıştı. Bu hep böyle devam etti. Bana bir sürü ilk yaşattın. Sürekli ne istediğini bilen, bilinçli, çalışkan, başarıya doymayan bir çocuk oldun. Bir anneye verilebilecek en büyük ödül oldun. Bana yaşattığın bütün mutluluklar, sevinçler, gururlar için sana sonsuz teşekkürler ederim meleğim. Dilerim hep böyle devam edersin. Sevgili kızım.. Henüz 13 yaşındasın karşına türlü türlü engeller çıkacak, hayatın boyunca birçok zorlukla karşılaşacaksın ama ben her zaman senin tüm zorluklarla mücadele edebilecek güce sahip alacağına yürekten inanıyorum. Anne olarak sana nasihatim ise içli dışlı olmadan önce dostlarını şöyle bir ölç tart, senin yol gösterici sandığın kimseler sakın yol kesici olmasınlar. Bir kadın için hayattaki en büyük değer olan anneliği bana yaşattığın için sana milyonlarca teşekkür ediyorum. Sen benim mutluluğum, hayatımın en güzel varlığısın. Yüzünde gülümseme yüreğinde sevgi hiç eksik olmasın.
Bebeğime ilk mektup... Canım bebeğim!Biliyor musun, seni yaşamdaki ilk gününden beri seviyorum. Daha varlığını benden başka kimse bilmezkenden beri. Bilim bile. Ne test, ne doktor, hiç birine gitmeden önce ben biliyordum senin orada olduğunu, içimde hayat bulduğunu, var olduğunu. O zamandan beri seviyorum seni. Çok seviyorum hem de. Bu dünyada seni ömrün boyunca en çok ama en çok sevecek kişi benim. Bu hep böyle olacak. Hayatımda her şeyi hep zorluklarla elde ettim. Herşeyde mücadele ettim. Hep tırnaklarımı kullandım kazıya kazıya ilerlemek için, çoğu kez tırnaklarımı kırmakla kalmadım ellerim de kırıldı, kollarım da. Ama başardım hep ayakta kalmayı. Her zaman istediğimi elde edemedim, ama elde edebildiklerimle mutlu olmayı öğrendim. Hiçbir zaman çok fazla şey istemedim hayattan, hep mütevazı oldum. Ama seni hep istedim. Senin hayatımda olmanı hep istedim. Bundan vazgeçmedim. Olmasa da olur, böyle mutlu olmayı öğrenebilirim, demedim. Ve Tanrı, bunca hayatımdan sonra beni ödüllendirdi. Seni hiç zorlamadan verdi bana. Hamileliğimin zor ya da kolay olması umrumda değildi, hala değil. Senin için herşeye katlanabilirim, hiç dert değil. Yeter ki sen gel, sen sağlıkla gel, mutlulukla gel, güzel bir insan ol, mutlu bir insan ol. Kokunu içime çekmeyi iple çekiyorum. O kokuyu ömrüm boyunca içimde tutmayı iple çekiyorum. Henüz sana annelik yapamadım. Ama kısa bir süre sonra maceramız başlayacak. Aklıma gelenin, kafamın çalıştığının, gücümün yettiğinin en iyisi olmak istiyorum. Biliyorum ki, sana göre hiçbir zaman “en iyisi” olamayacağım. Belki de öyle birisi olmadığındandır. Mükemmel insan diye bir şey olmadığını biliyorum. Ama ben seni hep öyle göreceğim, sen beni öyle görmesen de. Ve seni öyle çok seveceğim ki, o konuda “en iyisi” olacağımdan emin olabilirsin. Gözlerimin içine ilk baktığında da, elimi ilk tuttuğunda da, ilk kez “anne” dediğinde de, “annemmm” diye boynuma sarıldığında da, “hiç sevmiyorum işte seni!” diye bağırdığında da, “karışma banaaa” diye dellendiğinde de, “iyi ki sen varsın” dediğinde de, “sen anlamazsın” diye küçümsediğinde de, benimle gurur duyduğunda da, evlendiğinde de, çocuğun olduğunda da, beni sevdiğinde de sevmediğinde de…. seni daima ve artan bir sevgiyle seveceğim bebeğim. Kendi kendine yemek yemeyi öğrendiğinde de, sayıları tanımaya başladığında da, okumayı öğrendiğinde de, ilk projeni verdiğinde ya da ilk deneyini sonuçlandırdığında da, ilk zayıf notunu aldığında da, dışarı tek başına ilk çıktığında da, otobüse yalnız ilk bindiğinde ya da ehliyetini aldığında da, tüm becerilerinde ya da beceriksizliklerinde, tüm başarılarında ya da başarısızlıklarında, tüm mutluluklarında ya da mutsuzluklarında, söz veriyorum ben hep senin kalbinin yanıbaşında olacağım. Kulağına daima sevgiyle, herşeye rağmen yanında olduğumu ve hep olacağımı fısıldayacağım. Sana hep güveneceğim. Hiç vazgeçmeyeceğim. Karşılığında tek istediğim bebeğim, mutlu olman. Gözlerinin içinin güldüğünü göreceğim, ve hayatımda başka hiçbir şey umrumda olmayacak. Hayatımın hediyesi canım bebeğim, seni çok seviyorum.
bebeğime ilk doğum günü mektubu